KUSUR
canımın tuzunda ölen siz
bu bir ömür kayması biliniz
benzemekten yorulmayan bakımlılığınızla
kalmaktan fiil yapanların yanlışı gibisiniz de
niye daha düşünürken bunu
tırnağımda uzayan eski iz
ah sizin bıçaklar için yapılmış
yansız gözleriniz,
odalardan odalara benimle dolaşan ay
sesinizdeki tonlama yırtılınca
dövülmüş yapraklarınız
başka mevsimlere
-çocuklar yaralardan önce-
dökülür ve kapanır içlerine
sonra tüm yaralardan evvel kapılar..
bir nar içiyle görünsün diye ayıplar
bilerek bırakılan bir acem kusuruyuz dünyaya
biz baktıkça dağılması bundan
ev sokağın hayal gücüdür, biliriz
üzgünüz
bir kap su gibi..
(Hayvan 22 / Mart 2004)