BETİK
en yakın arkadaş halini
bir kurum olduğu için bıraktım
şimdi ruhun göçebeliğiyle özgür
köksüz dalların pervasızlığıyla rahat
ve gece oldu mu bir o kadar yalnızım
ardını bildim, bir kocaya evet demedim
ama hep sütsüz kaldı memelerim
alnı terleyen bebeğe benimdir deyip
avcumun çizgileriyle sevemedim
ve bazen güvenliği, yastığın ikili terini
yani işt eocağı her daim tüten bir evliliği de
saygıyla değil, ama hayalle, yenilgiyle istedim
şimdi ruhum illa da bulmaya yazgılı
dibe bucağa kaçışan körebe kelimeleri
ne oyalanacak bir yer var yeterince
ne de konuşmadan durabilirim kendimle
ve öyle uzağa düştük ki sevgilimle
bir daha asla bir cümle olamayacağız belli ki
yani ki şaraba serpeceğim bir ışığım yok
yareni kalmayan tenim, okşayışlardan yana ıssız
yaşım desen hep kalçalarıma ekleniyor
ve karnım hep bomboş, tıpkı ağzımın içi gibi
bir vakit arasından sözcükler kaçmasın diye
kenetlediğim dişlerden tel geçsin istiyor hekim
yinelenip durmak faydasız ya değirmenimde, söyle
telgrafın telleri, artık beni ona götürebilir mi?
yaşadığım yeri soracak olursan
ev derim, yani bir uyku hali