HARABE DEĞİRMENİ
Bırakmasını bilmeliyiz bazı şeyleri geride; griye
yasını ışığa ve sese sindire-rek, acı alaca zamanın
bayrağına boyun eğmesini; küf, pas, nem, is-e hayat
derin yankılar gün çakmağından başlayarak, yürekte
ki, kırılmış bardakları, saydam kristal ruhları, tuz
ekmek hesabı, hiçbir fanusa sığmadı hüsran, tuval
kümelenme, sonra silinmiş prizması abis ufkun, kav
okuyup burcunu, gizini çözmedeyiz; hain matris... in
ölüm biz olsak da gelir-geçer, olmasak da, öteye...
bırakmasını başarmalıyız elbette, geçmişi geçmişte
dünyanın gölgesini, matlaşan çöl ile serap cilvesini
bir dal tomurcuk açar, tohum atar vaha rüzgârıyla
say ki kendi tarihine tapar söz, çatlar hücresi varlığın
orada meyve tadı; var da yok da edim : nokta salt...
arada sevmek yağmur gibi, umudu sağan, atıl kuma
çisenti yanılsamalar ertesi güvenli anne kucağı sanki
bırakmasını öğrenmeliyiz bazı düşleri eskide, iz diye
yitimler düne ait, yalan tören dizesidir ezberlenince, küf
dirim eski taş değirmen gibi, kalmalı adsız bozkırda
eksilen harabe, eksilen her şey gibi, yosunlu ders iken
öz, tesellisi gitmenin, yakınındaki ölüme; tek hamlelik
af.