DÖNÜŞ
Sana geldim Penelopem, dönüp epik seferimden
zaman kurumuş gül iken aramızda, nafile umut…
ama nasıl; aşk düştü düşecekken gündemden
kitaplar dar kapı, dünya soğuk, hayat ağır kin
yitirilmişken beklenen sızılı denizler… çalkantı
al yüreğine kırık yüreğimi, sar sarmala; sağalt
sonra bir gökyüzü doğur ikimiz için, mavilerden
vuslat adına mahşeri silelim ağaçlardan; silebiliriz
sonra da o kök kuşkuyu kurutalım zamanımızdan
soğuk renksizliği, sinsi kanseri silelim; silebiliriz…
buğulu gözlerine, sabırlı göğüslerinin kirazına
kilitli kasığına, kutsal çileğine döndüm işte
dilimizde eskimiş bu ayrılık, Penelopem
sun, sınanmış yurdunun cömert atlasını
iksir ışığını aç
benim olan sana döndüm
yayımı büküp geren sihirli sözcüklerdi, bil
çekip bıraktım cellat ipi, fırlattım oku ketum tarihe
ilkin kendimi vurdum Penelopem
yitik dünleri diriltmek uğruna
sana geldim
(Akatalpa 37, Ocak 2003)