Şairler Sessiz Ölür
(hayallere dalıp kandırma kendini
yüreğini yeşil bir kasabada unuttun sen
düşün biraz avuçlarınla kapatıp gözlerini. )
baharı kucaklayan bir mevsimdi sesi
dokunsa ellerime dökülecek parmaklarım
yüzüne baksam değişir yüzünün giysisi
yüreğimin yaşı yok... ya saçlarımın akı!
kirpiğimden dökülenler anlatır beni.
gam yüklüyüm bugün yine, güllerime dokunmayın!
bir öbek kuş yuva kurmuş gelip göğsüme
'sorguda'ki çocuğuyum milyon yılların
eşik taşlarına kazılmış kimliğim paslı sulara
yaşamın gözlerinde açan gülleri özlüyorum.
saatleri kemirip duruyor zaman denilen şey
alıp götürüyor güneşe akan güzellikleri
işte benim dünyam... dost bildiğim yalnızlığım
ve suların köpüğünden topladığım sevi
bu ben değilim aynalardan sessizce süzülüp geçen.
derin yaraya benzer eski şarkılar, içini oyan hançer
karanlığa kayan çocukluğumsun benim
yalnızlığın uçurumunda bin yıl öncesi sürgün
ben hasreti ezberledim, sen uçurtmaları
düş müydün, umman mı yoksa
özlemim özlüyor seni.
ateşe verilse de yazlar, sürer çiçek mevsimi
bu mevsimde iner yakamozlar denize
çoktan silinmiş olur gülde dudak izleri
ve sular coşar akşamın kül renginde ölüme inat
kiminde biter, kiminde başlar yeni bir yangın
kiminin gözlerinde hasret türküsü kalır.
nehirler hırçın akar... şairler sessiz ölür...
Arzu K. Ayçiçek
Edebiyat Eleştiri Dergisi Temmuz-Ağustos 2002 sayısı