Rüzgârı Öpen Çocuklar
bizi zamana sıraladılar
bizi kargaşaya
fazlayken eksik kıldılar
"gel dosta gidelim gönül"
oradan gelirim
yüküm toprak kovgunu
saçlarımda sivas tokası
taktıkça kararan
yundukça kirlenen
gurbet oğuldur bizim oralarda
anaların yüreğinde kızgın bir tuğla
rüzgarı öperdi çocuklarımız
oradan gelirim
yüküm direnç -dalgalara inat-
yüküm, telleri kopmuş bir asma köprü
sırt verdim dağlara, uçurumlar eskittim
demir tozu ciğerim, kömür tozu ekmeğim
babamız, ışıksız ölen...
anamız, göğsü çukur...
oradan gelirim -alnımı yakan güneşe inat-
yüküm portakal çiçeği
yüküm ayva ile nar
kamyonlar dolusu tablo gibiydik
çukurova düzünde
altın dişleri parlardı üzerimizde
gözleri yuvalarından fırlayan pamuk tüccarlarının
oradan gelirim, her yerden
yüküm ağır, yüküm...
-çiğdemlerden çelenk yapan çocuklardık biz-
bizi şehrin çarmıhına gerdiler
bizi İsa çağına
gurbet akar yüzümüzden
bayat ekmek
çürük et
mor pembeler sallanır çamaşır iplerinde
-çok zaman yitirdin gönül!
Arzu K. Ayçiçek
Edebiyat ve Eleştiri Dergisi Ocak-Şubat 2001 sayısı