VURGUN
(1)
Fırtına araladı gel-gitlerin sesini
rüzgâr bile uyurken daha
tahta iskelede
Vakit uzun sanırdık
gençtik daha
dinlerken çam kozalaklarını
Sığındım, sus dedim kendime
incirin yaprağında
saklıyım
sözüm bana uzak imiş
Akşamdır dedin, yükselir su
görünmez olur tenha
taşar incirin sütü
Bunu sana her akşam
kayasına çekilen
yengeç anlatır
sular sana aşk imiş
(2)
Mırıl mırıl
derin daldın sonra
suya
Ve susmak... o büyük unutuş
geri döner
her dalgada
Üstelik, doğru
kapıldım gidiyorum
girdabına...
sonsuz bize yakın imiş
(3)
İşte böyle diye yazdı
giderken
vurgun yedim
uzak bize sonsuz imiş
Akatalpa, Sayı 129, Eylül 2010.