yüreğine güvercin
-sevgili mehmet’e-
çocuk gitti dağlara
bulut toplamaya
bir yunus denizimde
ne batmaya ne çıkmaya
kapattı perdelerini kadın
kırlangıç kanadında bin keder
neresindeyim ? dedi gitti
yalnızlığının alaca karanlığına
-bir yıldız gerçeğine
yüreğine bir güvercin
ağlara takılmış
ne gitmeye ne kalmaya-
söz sustu dedi martıya
gözleri yere bakan bir adam
ağır zincir kadının boynuna
oynayamadım oyunu
sizin kurallarınızla
gün bulut toplarken akşama
iki parmağımın ucunda dünya
kaç gün dön dur , dön dur
sonra kar fırtına
denizlere attı kadın kendini
saçları kederlerde ıslana
kadın, avuçunda gökkuşağı
yoldaş yollara…
hani çok sürecek sanırsın da
aniden bitiverir rüya
kalan acısına kuş çığlıkları
şikayetim var anlatacağım martılara
hadi kapat penceremizi
gitmelerim hep sana
yüreğin ferah olsun yağmurlarımca
seni sana bıraktım
içinden çıkıp geldiğin yalan yıllara
sesine tutuldum , bir çocuğun saf çığlığına
aşkım dağlara, denize
yollara, ovalara
susturduğun tüm sözcükler adına!