' akşama karşı sayıklama '
şimdi şuraya bir yalnızlık yatağı ser
terk edilme yorganını çek üstüne, üşüme
kaygı gemisi gezdirecek seni rüyanda
usulca kapıya çık, pusulayı kaptana ver
önce şairleri cehennem adasına gönder
bir gül hayratından keder içen alev kusar şehirlere
hoyrat gecelerden adamlar damlar soğuk geceye
sözün peşinde binbir yalvacın altın huzmesi
aklın kuytusunda zulmedilmiş mağrur dizeler ağlar
şair sevgililer uluyor derinden; aşka hala çok mu var?
beklemez ağaç altları sevgiyi, parklar, saat kuleleri
ölümden öte bir köyde oturuyor dünyada mutluluk
masalar susmuş adamlardır, evler delirmiş hiddet
bir ganimet savaşında gurura esir beden
şimdi git öldür şairi; vardır buna bin neden!