ARAFOBİ
rahatım uzanmış uyku geçerken
yüreğimden dönüp devriliyorum
kimsesiz derin kırmızı rüyaya
şimdi siz gelin sağıma bir çukur yapacak
ağırlığınız oraya doğru akacak etim
bir ağrı bir ağrıyı uyandıracak
bu tarafıma geçin soluma
eğiliyorum istemeden bu sefer o tarafa
yatamıyorum dinlenmek değil
sefere çıkıyorum sanki bir çuvalda
ne sağımda ne solumda olmanız olmayınız
iyiliğiniz için bu taklit bilmeyen araf
değil değil rahatlık değil bu istediğim
düşünceyi dolaştırmak sözlük arasında
sizi itmek ne demek olamaz
bendeki meyil yani ağırlık
sizin gövdenizde de aynısı oluyor
dinlenir mi uçurumun başında taş
düşer elbet hem yontar yel
dalgınlık yaratıyor açık yaralarımız zaten
bıraksanız tutuştuğum düşüncemde
dağılsam sere serpe nedensiz
ne gördüm ne bildiysem ördüğüm
bu işte dinlendiğim zemin
sözüm benim bu uzattığım elim
gittiğim ayağım bu benim dilim
bıraksanız dinlensem ne de olsa
bir sonu vardır her şeyin çarpar döner
yankısı gün olur duyulur şimdiden
ya sabır su yatağına uzanır
duvarlar örsen çukurlar kazsan da
genişliğine dokunmasın kimse kimsenin