sanat
aylar önce geldiğimde
1/4 maketini gördüğüm heykelinin
önünde oturuyorum şimdi.
beyzbol oyuncusu sanmıştım
elindeki taşı fırlatmaya hazırlanan
edward said'i.
her yer alçı tozuyla kaplı,
yatak, gardrop, masa, kitaplık...
anılarımız ve gençliğimiz...
dışarda kar, içerde kar...
solunum borusunu tıkayan kar
soluk hayatın...
soğuğu sevmezdim eskiden hiç, hatırlarsın,
sıcak iklimlere göç etmezden önce
ruhumdaki balmumu uçurtma
ve eriyip cehennemi sıcaktan,
pançosuyla donup kalmış
bir asker heykeline
çevirmezden önce ruhumu.
su bardağındaki çayım soğuyor şimdi
tozlu masanın üstünde
uçuşan bir hızla,
aldırmıyorum...
kalkıp gitmeyi
düşünüyorum bir an önce;
çünkü artık
ne anılarıma aitim,
ne de sanata...