Çeliktepeli Delikanlı Kızlar İçin
Birinin adı Gül.
Sevgili kaçırma modasını ilk o başlattı
daracık kotlar giyerdi. Delikanlıydı.
Düğününde saçını kırmızıya boyadı.
Evleneceği belliydi, kalbine gül sokardı.
Sonraları panter kıvraklığını türbanının altına sakladı.
Bir başkası. Ayfer.
Uzun boyluydu. Kardeşime ilk sigarayı o sundu.
Kısıktı sesi, ırmak saçları gibi
uzatırdı her bir harfi.
Çerkesti. Şişko bi kardeşi vardı.
Ben çelimsiz kargaşa. Saçımı bir kez maviye boyadım.
Koluma bileklik, belime zincir, yüzüme küstahlık sardım.
Utangaç ve korkaktım.
Sarı bir aslan sevdim. Kendime geldim, sayıyla.
...'nın oğlanlarını böyle kandırdım.
En güzeli kardeşimdi kızların.
Kedi hanım. Gözlüklü çiçek.
Saçını toplar, kakülünü yana tarardı.
Güzel parmakları, uğruna bıçak çeken belalıları vardı.
Birinde isteyerek, birinde bilmeden öldü.
Usluydu. Ev kokardı.
Çiçek. Kürt kızı.
Çetrefilli Türkçesi, kalın şiir kaşları, örgülüydü saçları.
Gözcülük ederdi hırsızlama öpüşlere
Onu sevmeyen bir sevdiği vardı.
"Bir gece.." diye anlatmıştı. İnanmamıştık.
İnadına yaptı yapacağını.
Canan. Bir kez bile açmadı kalbini bize. Kapısını da.
Sonra ölümüyle gazetelere çıktı.
Evini herkes gördü. Bedenine çok kurşun saplanmıştı.
Bu bizim öykümüz
Hayatları çiçek çağında, bir yıl boyunca kesişen kızlardık biz
bir devrin kapandığını gördük.
Kapıda durduk, yol verdik gelenlere
Çok koridor vardı. Başka yönlere yürüdük.
Çeliktepe'nin delikanlı kızları!
Ağır kızlardık, kendimize hafif.
Racon koyduk: Efendimiz sevdiğimizdi.
Ama efendimiz bile bileğimizi bükemedi.
Tenimiz ayva, gülüşümüz ateş kokardı.
Delikanlı kızlardık.
Düşlerimizi sezdirsek
Dünya yanardı.
Çeliktepe'nin delikanlı kızları!
Kimse içmedi suyumuzdan hâlâ
Bin bir sevişmeden sonra
Hâlâ taze bedenlerimiz
17 yaşımızdı.
Yaşamın sonuna gelmiş gibi yaşadık,
büyüdük şimdi.
Çeliktepe'nin çiçek kızları
Gem vuruldu ateş soluğumuza
Ama hatırlayın, biz o sokaklarda neden koşardık?
Efendiler silemez ki sokaktaki izlerimizi.
Arzu Çur
Adam Sanat Dergisi Şubat 2002 sayısı