MAKAS
oturmuyor hiçbir şey yerine
kapak şişeye uymuyor, rüyalar yaşama
ruhum yabanansı, yüzÜm üvey
bir kadın soyundukça soyunuyor içimde
tıpkı ince bir telin kıpırdaması gibi
ilk kar düşÜyor yangına
oysa patlamak üzere tüm evler
adım atmak Üzere bir halk
davullar, sirenler, itfaiye erleri
ayaklanmış bir şehre
su serpmek üzere
korkma! yanmazsın, korkma
uzun dar koridorlardan yÜrü
perdesi inik odalardan
kovulmadan, guguk kuşlarının ötüşÜnü dinle
sonra olduğun yerde kal
yere bir iğne düşmÜş de duymamışsın gibi
tadını al ucuz kompartımanlarda içilen şarabın
şarap ki en kıvrımlı boşluklarımızdır bizim
dulların yas tülleriyle gelinlerin duvakları arasında
mayalanır hÜzünlerimiz
usulca çeker yaşamın pimini
ürkünçtÜr, bir bardağın yere dÜşÜp parçalanmasıdır
enlemesine kesmesidir bir caddenin
bir başka caddeyi
aslında komiktir!
asılsız aşk ölümleri
oysa demirlerle duvarlar ne kadar da yakın
yakın! yakın!
yasakmeyve, Temmuz Ağustos 2004