son
bir çocuk yalanısın yüzünden düşen günahlarınla.
çay içtiriyor dertlerin, yanına keyfe keder bir tek şeker.
yoklar altında kaldın soludun aşkı gençliğin var!
sabrın yoktu giderken yitik ülkelere sevmezdin de engelleri.
yüzdürürsün delilerini şaşırır istikametlerin gülmek istersin !
sürülür boyaların çürür yüzün görmek istemezsin!
gözyaşı fırtınalarında yaran ağlar hatta kanar kimse bilmez.
dağılır boncukların otel odalarına mucizeni beklersin.
bir çocuk oyuncağısın elden düşmeyen düşünce kırılan.
ucuz evlerde, ellerin kirli, düz aşklarla muhtaçsın belki sırlara.
belli ki düze giden yana düşen acemi sonsun!
ayak seslerin yavaşça kaybolur adın önemsizdir yüzün vardır.
sessizliğin artmış , avuntun çok, her şey yolunda değil çünkü.
soylu da değilsin ki unutulsun acın, umutsuzluk yolun.
zırhın ayağına dolanmış, donanmamış şövalye ruhusun.
utanma gidenlerine, az öteye gitsen de mutlu olamazsın!
ifaden yok, tutulmuş renklerin, beyazı siyaha boğduran sonsun!