EZA
geceye düşürdüğün onca yaprak ve
ay gölgelerinden yaptığın kuklaların yaşamı
ne acı, eskimiş bir rüzgârı biriktiriyoruz tenimizde
sabaha koşan çocuklar dilinde o yaprakların
mevsimler döner gibi göğe elleri açık
döner gibi toprak, evler; mabedi yarasız acının
kömür sobaları, bacalar, anne babalar ahraz!
oyunları çalınmış kaldırımlar yapraksız
şimdi banliyö trenleri geçer küflü raylardan
hatırasını unutmuş bir kuş geçer boydan boya şehri
kana bulaşmış bir gerçeklik şiirin ve şehirlerin üstleri
ne acı, en bakir kalan yanısın hâlâ kalbimin!
Yazılıkaya, sayı 14, 2007