HANIMELİ
kaçış/tı tüm adsız mektuplar, kilitsiz
zemberek kaldı bir uzağa imrenen, filmler siyah-beyaz
faili meçhul gazel yakmıştık ecel terleriyle
yıkanarak, o tekrar çıkılacak yokuşa eksik
bahçelerden zambak ölüleri taşırdı gök./yüzü
olmayan kristal fotoğrafta unutmuş yüzünü
çınladı ses: çıngırakk!
pustan bir sağanak yağıyor kente, sığınak
yok. hanımeli, beyeli, bilmem kimin eli değmiş
oyunlarımıza, meleklerin süzgecinden geçen zamanın
pıhtılaşmış solgun hüznüne boşalan yazdan
ki; damladıkça kanıyor mürekkep, adı konmamış zarfların
döküntü mahzenlerin yasaklarıdır hayal, ten kadar
yakın ipin dansına, parçala duyularını aşka susarak
sarhoşluğa kıyılardan gidilir, gece uzun/
dur gitme daha masallar senin olsun
sonbahar gözlerinden düşmekteyim şimdi, ilk defa.