Ulu’malar
(.... )*
Ben çok uzak bir gelecekte oturuyorum, atların
yürüyüşünde, ey sevgili ben senin geleceğinde
oturuyorum. Bir kuşta, bir gülde, bir akşamda,
pervaza dayanmış bir dirseğin burkuluşunda oturuyorum
Kaya’da ve su’da. Bir ağacın kabuklarında.
Kasıklarımdaki yarılışta. Bir anıdaki kırıklıkta,
bir kadındaki kuşkuda oturuyorum. Çok ileride.
İlerinin de ilerisinde oturuyorum. Size göre geride.
Hemen şuracıktaki gölgede. Kendimde oturuyorum.
Az kaldı bir ölümde oturuyorum. Biliyorum ey sorgucular
epey gitmek gerek, ötelerde oturuyorum. Öteleri geçer geçmez
mutlak sessizlikte oturuyorum. Bir yalnızlıkta, bir dönemeçte.
Şu çölü aştık mı görünür bir kuraklıkta oturuyorum.
Sola doğru bakın, duydunuz mu şu eski türküyü:
Mavi yazma bağlama anam, mavi yazma tez solar,
da oturuyorum. Az daha gidin, karşınıza bir güneş
çıkacak, da oturuyorum. Hayal edin, neredeyse
görünür deniz, de oturuyorum. Susadım,
özledim, doğuyorum yeniden. Orda oturuyorum:
Ah iç/tenim: Ben her yerde oturuyorum, hiçbir yerde
*Mühür, Kasım-Aralık 2006 sayı 10.