BOŞLUK
bütün kuşlar senin için uçsun dedi
gitti.
her yer boşluk... kirpiğin takılmasın bulutlara
köşeler keder ve birkaç damla gözyaşı
gül kırıldı... kan'adı adın... odalar karanlık şimdi
geç oldu. rengini belli etmedi adın... ah yıllar!
odalar perdelendi... destan oldu geceler
dalına düşen bir yapraktın... sıradan sözler
kimseler görmedi göğsünde kanatlanan kuşları
paslı teneke kokularından bir sabahtı ayrılık
silinmez şimdi taşlara kazıdığın kuş desenleri
son yolcu da çekip gitti bu gardan
ne yaralar açtıydı kalbine kar ayazı geceler
hadi sen yaranı dikecek bir terzi getir.
neymiş?
gönül bahçesiymiş baba yurdu insanın
demez miydin denizle buluşunca huzur bulur ırmaklar
şimdi kalkıp gitmeli mi baba yurduna?
istemem, görmesinler ağladığımı!
kadınım ben üstelik maviye dökülür saçlarım
bir dünya kurarım sözden gözden şafaktan
dile gelir süt pınarlarımdan akan geceler
yine boşlukta kaldın
hadi, sevdiğimiz baba yurduna dönelim *
• Platon
(Akatalpa 79, Temmuz 2006)