sayıklama
gelen giden yok yeniliyor tüylerini sabah
sabah ilk dua gibi temiz ve çekici diri
diriliyor anason kanımız sanki cemre
kalkıyor toprağın dininden,avizemiz
yoktu hedik yedik cırmaladık zamanı
yakamız kirlendi familyamız yakarıyor
defolu yerinden kalkıyor aşk,kangren
kesecek yerini bulamıyor mecburen
imanımda kızarıyor nar çiçeğinin asaleti
nasılsa yeri göğü narkozlara yatırma zamanını
bir çiçek taş arasında narin bir çiçek
yüzüme tükürmekten beter etti anlattı
yeni köküne ses veriyor dilimdeki sus ağacı
ilk gülüşümü çiziyorum denizle dağladığım
gülüşü :yakarmanın som ipek sesini
kır ateşiyle yakarak gövdemin iç yüzünü
kan kardeşimi buluyorum bileğimde ağlayan
belleğim uzuyor eller konuşuyor çekil
büyüdü bütün çiçekleri alnımın ama sökülür gibi
yanıyor kucağımda ayrılıktan kalan yüzler ve sesler