UYARI
dünyalı bir şey mi ellerinden edindiğim yankı
elma düşüncesiyle, suyla tüylerimi onayan?
dans acizliği bize balkonda yağmurla isa,
denizi felsefenin ve zikrin başına koyan.
hatırla! ürkekliğimi kanıtlıyordu lale:
epik yanılgılar omuz vururken kabaca, şehir
bizi alfabenin o nobran faytonuna kilitliyordu;
bizi lakap takınarak kabuslar, küller ve şiir.
ben yürürdüm, ışıklar parçalarından tutup
sürüklerdi meydanlara bakış bahçeni.
genç kızlar olurdu pastel seyyah, yolun yanağında!
uzak çimenler bir dua gibi tekrarlarken seni.
seni, ey yazların o mayhoş santuru!
ey bir kediyi ağaçla konuşturan imlası kör dil!
bir adım atsak menekşedeki yemine doğru
yüzünle başlardı su, siyah kaynarken iskambil.
hatırla! kana kalkıyordu otobüsler,
kalbi durmuş harflerden, tellaklardan çok sonra.
kana: lambaların mazeretini başka ne süsler?
kana: kirpik destanlarına, mimozalara.
gözlerine ait bir vecize bu sabah, bütün gök
savaşla pekmezin ilişkisi üstüne kuş temsilleri:
bir tayı çözmüş, bir hırsı anlamış olacağız
çökertince gövdeyi dokunuşun o deli zilleri.
Hece, Sayı: 68