Suskun Yağış
ıslı hasret
yılların ağzından aktı
çok büyülü günahlar
çoğaldı kaldı uykumuzda
çocuklar uyandırın geceyi
sabah baharın önünde gelir
gelir durur sınırlı akşamlara
seğirir gözü ay gözlerin
dua kanatır bulutlar
yağar güneşe ağlayarak
göçlerin vakti yanar
ağıt getirir uzayarak
sarar etrafını cümlesinin
gönül düşünün sıcaklığı
daralır çemberi azgınlığın
ey ufkun önünde gelen
kızıl gözlü süvari
heybelerine doldur
dolunay getir gecemize
gölün durgunluğu kadar manalı
ve derinliğini aşmış
kimler var sarhoş dimağında
sonsuz gök yüzünü açtı
şifresiz ve daha açık
duygusuna sahip çıkanlar için
iç zenginliği bulanlar için
ve kafa yıldıranlar/çıkmazla
az yumru gözlerini
bir dil çukurunun
altına ittiler
ne kadar sevecen suskun
deniz arksına
uzayan şiir
hangi dağın
koğuğuna sığındı
bu sağnak yağış
güz’93