eski bir akşama suç duyurusu
suç duyurusunun tarihi kadar eski bir akşamdım
göğün gözlerine bakıp sulara attım kendimi
sözün kendi zehriyle ağulandığım sabahlara
ömrün kaleminden kendi kanımı bandım
yazdım sevgilerin imkansızlığını, umudun azlığını
tarihe kör bir bıçak gibi saplandım
alsam rüzgarın ağzından sözün ve gülün beyazlığını
dağlar telaş olur, kentler eli kanlı katil
yaşamayı kutsayıp çıkmaz sokaklarda, mahzenlerde
bir devrime cellat mı olur satılık kallemler
anlamayı telaşlandırıp üflerken kadınlara aşkı
bir şeyler daha ölüyor kalbin derinlerinde!
al bir atın boynundaydı gençliğim,
suç duyurusunun tarihi kadar eski
ekşimiş bir akşama yolum
zehirli türkülerle tıkarken kalbimin tüm deliklerini
sıla bilp gurbet ezberlediğim yollarda
kendimi kaybediyorum
ansızın erik fırtınası, ansızın kırlangıç külleri başıma
ölümü göğe, doğumu toprağa, sözü yollara ektim
gidiyorum...
çok ıssız bir kadın hançerlesin beni eski bir akşamda