Vakitsiz
Bir gül kirlendi vakitsiz.
Gözlerinde seken çakıl taşları
deli ediyordu ellerimi deli ayaklarımı.
Deniz oluyordu yatağında
taramadığın saçların upuzun.
Kaçak öpüşlerin soldurduğu yüzünde
bir türlü hesabını yapamadığın eylüllerin
sarılığı. Kıyı kentlerinin çekirge şarkılarında
ıssızlığın. Nefes desenli çarşaflarından
topluyordum düşlerini. Elinde miydi?
Seni kendi içine doğuran anneni
öldürdüğünde başlamıştı serüvenin.
Bir gül kirlendi kuşluk vaktiydi
yırtılan ipek sesiyle.*
Bıraksalardı seni kozanda
şimdi çürük bir iskelenin
yosun kaplı yaşlı ayaklarında
bulmayacaklardı kaskatı narinliğini
uzak duruşluydu hepsi...
El verdi o büyük tavcı
uzandı öptü yoksulluğuyla.
Bir çengeli düşürülmüş
süreyya bıyıklarında
izi kaldı deniz tuzunun.
*Cemal Süreya
Kadir Yüksel
Edebiyat ve Eleştiri, sayı 51