GÜLABDAN
İnce
küçük
işlemeli
saydam bir dünyadır Gülabdan
Yaşamı güzelleştiren iksirler sunar insana Ve
pembe bir sesle dökülür beyazlığın üstüne Kar değildir
Bir
bakışta
arkası görünen
kar kokulu çiçektir Gülabdan
Yılda yalnızca bir kez açar Sessiz bir yaz akşamı
yatsı ezanı okunurken O gece yeni ayın ilk günüdür
Sesi
duyulan
kendi bilinmeyen
ayda yaşayan bir ötücü kuştur Gülabdan
Uçarken soluğu kesildiğinde çiçekli bir dal arar
Konduğu dalda uyuyakalır Düş görmez düş gibidir
Bir
çağda
öte yüzyıla
düş gibi akan bir gezgindir Gülabdan
Baharat taşıyan gümüş yaldızlı ticaret gemilerini
eski rüzgârların kokusundan tanır Yelkenleri atlas değildir
Ve
aslında
kendi de
denizden esen bir rüzgârdır Gülabdan
İmbatla el ele verip Alsancak'tan Karantina'ya giderken
Pasaport İskelesi'ndeki vapuru okşar İçinde ilkokul çocukları
O
hoş
Çingeneyle
Perulu matadorun pasaportsuz kızıdır Gülabdan
Yılbaşı öncelerinde kokina satar Pera sokaklarında
Ve kaçırmaz Ramon Novarro filmlerini Yeni Melek yoktur
Çok
geniş
kanatlarıyla
düşler kurgulayan bir penceredir Gülabdan
yıldızlı gökyüzlerine kıpkızıl gelincik tarlalarına ve
çocuk bahçelerine açılır Açılırken gizemli bir müzik duyulur
Acı
ayrılık
işkence görmüş
İranlı bir koministtir Gülabdan
Yaşamın bir gün çok daha adil olacağına ve insanlığın
galaksilerarası uçuşlar yapacağına adı gibi inanır Adı yoktur
Adı
yeni
konulan
eski bir gezegendir Gülabdan
Genellikle başına buyruk dolaşır
Samanyollarını sever Çocuklara gö kırpar
En
çok
çocukların
sevdiği sabırlı bir çerçidir Gülabdan
Meyankökü bile satar Arabası çok havalelidir
Atının donu beyaz kâkülü kırmızı olur Adeta yürür
A
harfleri
uzun okunan
kırmızı bir söcüktür Gülabdan
Ferit Devellioğlu'yla yakınlığı vardır Osmanlıca-Türkçe
Lugat'ın 354. sayfasında bulunur Arayana pek rastlanmaz