ESKİ BİR ŞİİR
git, öbür gemilerini sür kıyıma yalnızlık
sesi eski günlere döndüren beni
çoğalır çoğalırdı bir kadın
şarkılar söyleyen saat
onun yüzlü okşayan sesi
çoğaltır çoğaltırdı yüreğimi upuzun
bir caddede
asmaların yeşile döndüğü yerde
büyürdü gözleri üzerime koca bir sevişme
aşk, eski bir şiir oluyor bende
geçerken yaşayamadığım o hayatın kıyısından
baktıkça da artıyor kimsesizliğim
göğü dolduran her şeye
bakarken duraklara ve kitaplara
yüzün geliyor aklıma
başıboşluğum
ve sonra üç beş mısra bende çoğalan ırmaklar
çiçek deyince gözlerin çoğalıyor
bir başakta çoğalıyor saçların
bende hançerler çoğalıyor geçtikçe
yüzünden yalnızlıklar müzesi
gittikçe dönüyorum bir deniz kıyısından
her şey gizlilik suya baktıkça
sen biraz gizliliksen baktıkça tenha yerlerine
beni kandıran tanrıya benziyorsun
tenha bir durağa kırmızı bir elmaya
saat üçlere ve her şey sana benziyor
her şey baktıkça.
aşk, eski bir şiir oluyor bende
Sıyrıldıkça kaldırımlar kadın kokusundan