KÖPEK
İskelenin üstüne kızlar oturmuş
Denize sarkıtmışlar çıplak ayaklarını
Güneşin sofrasına kaldırır bacağını
Patlak pabuçlarını boyatmak için
Salyası hep öyle sımsıkı dişlerinde
Tamtamlarla uyanır sabahın çingenesi
Küçük haydut beynine vurdukça tokmağını
Kanlı elleri gibi, öylece göz önünde
Mor paslı zincirine asılır azgın suyun
Tüylü incir, kumlu kavun... ne bulsa yiyecek!
Kumulun gölgesinde gizlenen köpek
Kesik bir tavuk ayağıyla oynar hep
Dürbünüyle çektikçe çıplak eti uzaktan
Çekilmez bir koku taşır beraberinde
Sert tetikli silâhları severmiş gençliğinde
Bıyıklarını kesip nasıl da gençleşecek
Tükrüğün getirdiği şu tortu birikmese
İskele meydanında böyle her gece
Bağıra çağıra neler anlatır bize
Yosunlu pınarından içtikçe lâmbaların
Silinse şu kadınlar şu kalabalık
Çıplak ayaklarıyla boynuna basmasalar
Dev sinek hortumuyla soğurmasa kanını
Beynini çıldırtan su karnından akıp gitse