HÜZÜN SOKAĞI
kirlendi dilimizin kıyısındaki sözcükler.
kim söz edebilir ki yaşanmamış bir ömürden.
hani başlayıp biten hayatın ekseni nerede;
nerede o çıktığımız inişi olmayan merdivenler!
ölçüsü yok ki hiçbir şeyin, inciniyoruz..
-hayatın ağzını yoran bir türkü bile değiliz..
istiyoruz ki hep birden değişelim. sanki ırmak
geniş bir coğrafyadan aksın içimize serinleyelim.
hüzün sokağından içeri giriyoruz. çocuklar
yüzlerinden geçen sessiz bir esintiye ağlıyor. ipe
un seriyor bir kadın hiç çekinmeden, seyrediyoruz..
-hüzün sokağında ses seda yok!
gün sökülüyor kendinden; durup denize bakıyoruz.
beyaz bir bulut el çırpıyor sudaki yüzüne. yaprak
yere düştükçe yer öfkeleniyor. bahar ve yaz tepkisiz.
yüzünü batıya döndüren ikindi uzayıp duruyor. ip
çıplak bir ağaca asıyor kendini çaresiz...
gecenin kandili söndü. acının mumu elinde.
bir kadının yalnızlığa soyunduğunu kimse görmedi.
baksak bile neresinden başlayıp biter, hüzün
sokağının sonu. rüzgâr katkı sağlıyor kentin sesine.
daha sokağımızın adını soran çok kimse var!
kaldırımlar içimize oturmuş iyice
yürüdükçe ağırlaşıyoruz ve susuyoruz.
yüzümüzün kıyısından geçen hüzün sokağında
gene ses seda yok!..