TÜRKİYE'YE TARİH DERSLERİ
hayli uzun
ve ziyadesiyle karanlık
bir rahimden kusuldum yeryüzüne
tanzanya olabilirdi ya da kamerun
bolivya'ya da itiraz etmezdim doğrusu
doğdun dediler doğdum
yine böyle mi olurdum
türkiye'de doğsaydım eğer.
bir annem olmadı gerçi
olsaydı da sormazdım
neden bazı kısır kadınların
rahimlerine toprak bastığını
göğüslerini tanrı'ya yakın tutarak
iki ceviz yaprağı birden kestiğini
ilkini ısırıp dişlerken
diğerini omzuna astığını
bilseydim yorulmazdım.
beş yaşındaydım galiba
şöyle bir çevreme baktım
türkiye dediler türkiye senin yurdun
türk'sün dediler, mührü kutsal anadolu'nun
pek bir şey anlamadım,
çarşılarında memleketin
bir süre mühür aradım.
altıma basacakken altı dikiş atıldı avcuma
samsun'dan armağan, hala durur izleri
küçükken kolayca geçtiğim denizleri
ummana dönüştürdüler, yelkenleri katlayıp
çekildim içime ben de, ne kimse
adres verdi, ne de yerini yadırgadı trenler
baktım öylesine, pek bir şey diyernedim.
dokuzuma ay vurdu, düştüm kanadı dizim
mahalleden bir kız, ismi elifdi belki
oturup üfleyerek merhem oldu yarama
acıma aldırmadan durup gözüne baktım
saçları belik belik omzuna akıyordu
ömrümden bir parçayı biraz orda bıraktım
aşklara aşinaydım, Çocukluk bile olsa
bağlandığım her kızdan bir masal yaratırdım
anlaşılmazdı gerçi, o da ayrı fasıldır
kusulduğum rahimdi çağıran belki beni
belki ben koşuyordum rahmin ağzına doğru
ölümü tattım rahimlerin koyu kıvrımlarında
rahim kıvrımlarında varlığımı yok saydım
yine böyle mi olurdum acaba,
mesela arjantin'de doğmuş olsaydım.-
Adam Sanat şubat 2004 sayı 217
| 
