DENGBEJ GECESİ
toprak yiyen bir çocukluktan
arta kalan ağıtlarla
bir sabır geleneğidir doğu'da akşam.
cembeliye hekarî, filite quto, rizgan û nuré
yani bir ocak başında okunan kasideler
yani doğu'nun başka bir zamanında
tamamlanacak olan dengbej geceleri.
çoban ateşleriyle başlayıp
vaad edilmiş topraklarda biten
bütün o kürt söylenceleri
hepsi bir rüyâ içindir
ah o bozkır kederi.
oradaydım o gece
duydum içime damlayan o doğu
sözlerin vasiyetini.
yani her gece kokladığımız
sesler ve iğva gölü ve dımdım kalesi
çünkü eskilerin merhametini anlatır doğu'da akşam.
meleklerden mahrum uzak mezra geceleri
yılanların, buğdayın ve suyun başıyla söylenir
ay ışığında yürüyen asilerin hikâyesi.
doğu'nun son oğulları ve kahreden kelimeler
tespih tespih geçerler zamandan.
uzak tepelerden duyulan silah sesleri.
çünkü hepsi başka bir bakmanın yetimi.
öylece başlar zehir emenlerin
kitaplara ümmi rivayeti.
çünkü efkar ve fakir
aynı köktendir doğu'nun akşamında.
aşiret dövmesi nakışlanmış yüzüyle kadınlar
dilini hep kendi içinde deneyen
birer dilsiz olurlar önceleri.
serçeler suya iner gibi geçtikçe kış
bir koyun sağımında birbirine değdiğinde gözleri
hepsi başka bir erkeğin ateşi
hepsi belki bir gün bir dengbej gecesi.
mutlak soracaktır dengbej: ne yapmalı şimdi?
uğrun uğrun ölecekler besbelli
çünkü hep kehribar kalır doğu'da akşam.
içimizde ve dışımızdaki kin gözcüleri
bir sayıklama gibi bilirler
geçmiş zaman bir aşk töresi .
benden uzak olsun, diyecektir dengbej
ah bize yakın olsun.
hep ölüm söylemeden önce
ne yapmalı şimdi?
aşk mı gitmeli buradan
yoksa yeniden rivayet mi söylemeli?
doğu'da bir akşam dengbej gecesi
yani yıllar alan kürt söylenceleri.
oradaydım ama uyuyakaldım
dengbej daha yeni söylerken ateşi.
ben başka bir dilin bedeliydim artık
ben başka bir zamanın zehri.
E, Mart 2004
|