Özkan MERT - EN ORTA İKİ’ DE KALECİYDİM
1. Ben oturmuş ne yapıyorum burada? Gidip bahçemde leoparlarla oynasam daha iyi. Ya da Tayland’da bar açsam; En fiyakalı Akdeniz mavileri satsam. Dudaklarındaki Leylak buğusu’nu çek kenara geçeyim sevgilim.
2. Gömleğimi kırmızı bir okyanusa döküp sürgülenmem Bangkok’a suçlu olduğumu göstermez tenimin: Tenin bilinci yoktur S a v r u l u r
3. Yırtık haritalara bir güvercin yuvası gibi işaretledim gizli aşklarımı: Kimse görmüyor. İnsanlar neyi görüyor zaten? Bu sabah gökyüzünün adı ne? Bir lavanta tomurcuğunun açarken söylediği ilk sözcük nerede duyulur? Siz ner’desiniz?
4. Ben hangi atlarla koşturduysam saçlarım bulutlara çarptı. Ah!!! O gökyüzünün altında görüldüm hep. Ne çok görüldüm! Dudaklarımdaki tuzlu ve limonlu Tekila parıltılarından tanıdılar beni. Tanısınlaaar !!! Ne çıkar? Gene de kimsenin bilmediği bir şey var; Ben orta iki’de kaleciydim. Şubat aylarında da Tayland’a kaçıp Budist oluyorum: Tüm canlılarla nasıl kardeş olunur onu öğreniyorum.
5. Belki de bahriyeliyim ben kravatını bağlamasını bile bilmeyen ve en toy akşamlarda yüzü Akdeniz mavisinden geçilmeyen. Herkes soruyor bana; Hey Bahriyeli! Bahriyeli! Nasıl ödeyeceksin ödünç aldığın tüm hüzünleri?
-Ödeyemezsem, defterimin kenar süslerine konmuş kuşları veririm size.
6. En güzel Turgut Uyar kullandı TERZİ sözcüğünü aramızda. Nehir yataklarının adresini de en iyi ben bilirim. İlk Okulda da çok güzel soru sorardım: - Kuşlarla, köylüler neden kardeştir? (Değil midir yoksa?)
- Çükünü kaşısan devlet yakanı bırakmaz: Neden? (Bu soruyu saymayın herkes yanıtını biliyor) - Her kasaba kasası imge dolu bir kamyon mudur? (Değilse, neden değildir?)
Herkes bir şeyi bildiğini sanır neyi bilmediğini bilmez.
7. Ner’deeen nereye geldik Nereye gidiyoruz. Bu gökyüzünün altında yeni olan ne?
Peki! Melekler de mi yok, be kardeşim !!!
8. En iyisi ben gidip bahçemde leoparlarla oynayayım. Sevgilim mutfakta çırılçıplak bana nefis pilav yapıyor. Ona bile söylemedim: Ben orta iki’de kaleciydim Bu yüzden hep rüzgarlı kaldı kalbim
Zaten ben artık K a l b i m e i n a n m ı y o r u m
PATİKA / ekim-kasım-aralık 2006
|