Hüseyin ATABAŞ, 1942 - YALANIN KÜLÜ
Eledim bütün denizleri ince elekte
geride her günü bin dert bir ömür kaldı.
Inceden çiselediğine bakmasın kımse;
her canın baharı, yazı, güzü ve kışı
bu hevesin bilmem kaç mevsimi vardı?
Öyle bir güz günüydü bir akşamüstü
gökler daraldı, ha yağdı ha yağacak:
"Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
Ne açar kimse kapımı bad-ı sabadan gayri"
diyecektim ki Fuzuli meclise geldi!..
Sevinç ilk kez duyduğum güzel tasa,
yollar kaygan kolumda yumurta sepeti;
sen sonsuzluğu bana sevdiren zamandın.
Tasamdan geriye bir düşün seli kaldı
yalandı, ama sıcacıktı ehmde elin.
Bir büyük ormanı bitiren yangındım,
ibret alınsın deyi külümü yel daladı!..
Hürriyet Gösteri, Mayıs 2005
|