İlhan KEMAL, 1968 -boynum, rüzgârda savrulan kolye
boynum, rüzgârda savrulan kolye
5. sen, siz, değildim: O * idim! şarkısı çok üşümüş, pencereler önünde
4. perde buseleyen, rüzgâr ağlayandım, suyun avucunda yanarken karanfil:
yaşın şakaklarımda kırağıdan büyü, pirî zaman! ama! sen bunu görmeyen'din?
3. dilimi ödünç alan yok. zûl; şu asmanın dalında kukuma kuşu. çözemez şifreyi
hiçbir dudak cambazı, geceye sövmenin ustası değil. izimsiz, yitiyorlar kentlerinde!
küstah aşınmış bir yaradan elimi zincire vurmuş'um! kalbim ah, için de gazel valsleri!
2. haydi, ey güzel üzgünler! veda; bekleme garında büyüyendir, kalkmalı:
çaresiz geçilecek bu mecburiyet caddesi, vuslat gülsüz bırakılacak!
az ileride külden aynalar, asılmış bir kulübe var! evet, evimdir orası:
günümde şaşkınlık mırıltıları! bekliyor olacağım! ümit mi? - uzak sabah ertesi!
1. gelirseniz, görürsünüz: unutulmuşum, ayazdan bir masada! kandilim, in ışığı
zulmet vefasıyla içeceğim bugün. her zamankinden fazla hazırım hüsran faslına,
bütün masumiyetimi kuşanmışım. gelen gidensiz mi avlu? kimseler yok mu?
boş ver! senın kısık ateşin, benim feci kesiklerim var. böyle mükemmel?
varsın vicdanını soyunsun. hayat, yine çaksın çivisini ruhumdaki çarmıha. uyar.
0. bu kadar olur: ömür akar, düş savrulur: boynum! rüzgarâ kırılan safir, sen!
Dize, Ekim 2005
Dipnot: (*) O: Sıfır. İlhan Kemal
|