14- Funda TUĞRUL - BÜYÜK UYKU EVİ
Geçen yılın, ilgi çekmeyen şiirinden “Büyük Uyku Evi” ile önemli bir sıçrama yaptı. On bir bölümlük bu şiirinin birinci bölümünü buraya alıyorum. Ayrıca daha iyi bir yargıya varmanız için; Varlık’ta çıkan “Ara Zaman” şiirini de ekliyorum.
Bağışlarsa; yaşını, başını da bilsek iyi olur!
BÜYÜK UYKU EVİ
1.
hayatı elemek için
yanlış sorulardan yapılmış bir eleğim var
dünyaya bakan dilsiz bir meraksızlık kulesi
kefene sarılmış, canlı çığlıklardan yapılmış uyku
zaman çok oynadığımız için küstü
dil bize, dokunmak bize, hissetmek bize küstü
uykuda ve uyanıkken soluduğumuz
nefeslerin ölüm çağrısı
yalnız olmuyor
bu yaşam artık bana dokunmuyor
dokunamaz, çünkü üzgün duruyorum
oluştaki cam duygusunun hesabını kim verecek hayatıma?
yaprak ölüyorsa,
deniz ölüyorsa, gökyüzü...
bir insan, durup, katlanıyorsa
artık sadece özlem ve yokluk anı olabilir zamanda
(Defter 39 / Bahar 2000)
ARA ZAMAN
soluğum kesildikçe, gülümser sesim
gittikçe olanaksıza tutunurum
dinlediğim şarkıları anlatamam
bu hayat tek kişilik : biz
bir yanım acırsa her yanım ağrır
giderse bir yanım uçurumlara
canım kimsesiz
suyla yıkanamaz
ara bir zamanda görünür olur
bütün mektuplar sahipsiz
sadece ninniler söyleyeceksek
bir şeyler artacak mı hayattan?
hayattan artakalan
kırpıntı olmazsa?
ya da bir çocuk, sudan kovulmuş bir martı bulursa?
su bulursa?
(Varlık 1113 / Haziran 2000) Funda TUĞRUL
|