Hilmi HAŞAL - GÖLGE SUSSUN HELE
1
Aşılmıyor sur, geçilemiyor yazının ötesine
'şimdi' dediğin beton bir kafes, mavi çiçeğe
çıkılmıyor vaatle yalan vadisinin kapısına
zaman sağır burada, yüzüne 'sprey' sıkılmış
öncüsüyken bakmanın, öcüsü olmuş gerçek
solup yiteceğinden, soluk soluğa turunç kanı
açıyor ufukta yalnızlığıyla bilemem kelepçe
ulaşılmıyor içe, geçilemiyor yazının ötesine
('şimdi' dediğin kuvözde bebek... olsaydı
keşke çığlığı türdeşine anlam... olsaydı)
2
'eski' iyi, güzel taptazeyken, adları akağaçta
çakı ucu aksanıyla oyuk izi dünlerin,'umut'
yaldızıyla kabuk tutandı 'haz' anılarca kıvanç
beton kafese karşın biricik direnç odağı sevgi
beyaz gelecekteki yaşam belgesi, beşik-zıbın
ölüm son nokta, hep uzakta, en uzaktaydı içe
gövdedeki adlar zaman kabuğuyla kapanırken
sıkılsa da akla gelmeyendi kefen, çok uzakta
('şimdi' dediğin düş kafesi özde... kalsaydı
keşke ıslığı kuşkusuna anlam... kalsaydı)
3
insan kalbi en eski çınlamayı taşır ama nereye
çiselemiyor şiir nöbetlerinin ötesine, son şölene
zaman zalim noteri dileklerin; yazıyor gördüğünü
vuruyor kefen armalı mührünü toprağa, acı olay
'şimdi', kahverengi bir damladır kalan gözlerde
('demin' dediğin ışığın kalbini kıran... gölge...
sussun hele sonsuzluğun siyah örtüsü... gölge...)
Şiiri Özlüyorum / EKİM-KASIM 2005
|