KIZILCIKLAR OLDU MU HİÇ?
güz çıkmazı, çakmak taşlı kulvar
yoruldum hayata, vurgun yedim
kapansa da yara sancıyor anlam
dil hızıdır şarkılarım dil hızı
dinmedi yürek; söz dinlemiyor delikan
bir özge söz ki tomurcuk düşüdür
vakterişir gülümser elvan elvan
vakterişir gamzeler tirşe mi tirşe
aşkımı çelikleştiren belalı söylence
gül hızıdır o, öper öpmez gül hızı
yetişir heveslerime kor dili
yılan öpüşlü yangılarla gelir
kül hızıdır o; çölden alır icazet
durduk yerde: kızılcıklar oldu mu hiç
uslanmanın körüklediği pas hızına
söz buruşur, dil susarsa; kin konuşur
kin ne ki; antika bir dün konuşur
çığ gibi yaygınlaşır beden dili
nar hızı, hayata yürüsün de gör;
eğitilmiş kırmızı nece konuşur
Dize, Temmuz 2004