Kuşkuya Açık Yaşamlar
azap'tan ötesi yok. hep burada bekler yarın
hep şimdide mezarını kazar bugün
eşyalardan geçtim, yok yoksun yaşadım
kimseye itiraz mektupları yazmadım, olsun
bana geçmişe dair bu kadar açıklama yeter
aldatıcı mutlulukla da idare ederim
tarihi'mi aramadım, kötücül kaldırımlarda
çıkmazı'mı düşünmedim, geleceği beklemedim
yolumu tıkayan sözümü ayıklamaktan bitap
bir taş, bir diken, sonrası gelmedi hiçbir şeyin
hani belki fazladan seviştiklerime sayılır diye
söylencelerin arka penceresinden kaçtım
kâh girdim bir kapıdan, aklın karanlığına
kâh çıktım bir kapıdan, tinsel kokuşmuşlukla
soluk soluğa bir uçurumun kıyısında
yanımdaki kadınla hoş zamanların hayalini kurdum
diğerlerine benzemeyen bir telaşla
gizlice okşayıp tenimi, uykuya daldım
buradayım dedim: işim, eşim, çocuğum burada
ertelenmiş yaşamların pervaneleri arasında
aydınlığın imlerini iptal etmişse de ömrüm
hazırdır üstümdeki giysiler, olası ayrılıklara
beni burada bırakın, ölü sözün gömüldüğü yerde
gördüklerim körlüğümdür, sevdiklerim yanıldıklarım
bilinsin isterim: ''militan''dım bir zamanlar
bir ''halkalı köle''yim hayli zamandır
deri değiştirdiğinde içimdeki irinli söz
ha akşam olmuş ha sabah, yaralı yaralıdır
sonra bir itaatkârın mahrem dünyasında
safi kaçıştır her şey, kendinden öteye kaçış
Alaattin Topçu
Kavram-Karmaşa Dergisi Eylül 2001 sayısı