ŞİMDİ ŞİİR DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKSIN!
bir ince zılgıt ve sürgün çiçek bak, maviler sarmalamaz çığlığım gri;
bir sade kas ağrısıyım, kanıksadığım rüzgâr ivedi söylesin
eski dili körükledim, savaş sayfasında dokunurum yaşanmaya
dârıdünya sanıp güle baktığım ân, şimdi şiir düştüğü yeri yaksın!
siyah beyaz resminiz sağır, kim bağırır baktım hüviyetime öyle
âheste kuşların durgun suyu benim ah bir de şu akarsu şımarıp akmasa
kirpik karası şiirde, sargının gözbebeğidir yara ; iyi de şu gül hiç kanamasa!
kendime vefakâr âmâyım şu ân, şimdi şiir düştüğü yeri yaksın!
gittiğim yer, her zaman sorulmaz- seyrime dalan kalplerde cefakârım
devşirme saatlerim de var, hayır! yasadışı değil bu biriktirdiğim suçlarım
yırtıp attım gülüşlerimi konuşamam şu ân, şimdi şiir düştüğü yeri yaksın!
gece akar şarıltısıyla durmaz- kelebeğin kanadını kır, kavgasına aşina ol, ışığın!
saz- kopuk ve nağmesi olanın aşka dair ömrüne kaç uçmak sığar ki bir çırpıda
çilehanede dönen dervişim kat/ be / kat, şimdi şiir düştüğü yeri yaksın!
Şiiri Özlüyorum Dergisi Ocak- Şubat 2012 / sayı: 45