GÖRKEMLİ GÖLGEM!
gölgem benim, cismim
bahri hazerim, bahtı siyahım
gece koşan atım
yabanım, inim, taş atmaktan
yorulmayan elim
yıkılan heykelim
ürkü evim
kim hakir gördü seni
dağlar saklar taştan evi
yaşayan bilir avludaki özlemi
taş olan bilir, taştaki gizemi
taçlı yolum, taş meydanım
yılkıya verilen atım
rüzgârdan otuz altı katım
yarın, yâr, yara, hepsi bela
her gün duyulan puslu sela
karaşın tutturdu falı
rüzgâr teyze, rüzgâr halı
işte burası taştan kale
yokluktan yapılmış duvarlar
hiçlikten çıkılan yollar .
yalnız atım, yalnız alp-erenim gölgem!
devamlı vardiyam
sana var diyen kim?
seni yok diyen kim?
kim ki elinde, var bir yok
var ki elinde, elde bir yok
puslu konaklarına saklanır, yakamozlarım
karların altındadır, tutunamayan ellerim
sabah-akşam, yokluğu ellerim
çoban yıldızım, bahtımın tacı
kimseyi doyurmaz, yokluğa yağan kar
kimseyi ıslatmaz, acı yağmur
işte bir huzur yolu, çağların
gölgem, kim seni hakir gördüyse
bozkır vursun ruhuna
kayakoparan yelleri düşsün içine
senin heykeline dönsün gölgemi
Uzak, Eylül 2004