CİNAYET KALBİMDE İŞLENDİ
Gökben'e
Anlamı kalmadı gündüzün, artık bir ölümü
içime akıtan sözün. Kocaman gözlerin,
mutlaka aşk tarihinden. Bunca çabuk
bozgun üstüne bozgun. Defterinde papatyalar
kuruttuğunu unutan çocuk, şimdi
bir hayli huysuz, avucunda bir kalp ölüsü,
kalkıp aransam, her yerde düş'ün, kesindi
uzun bir akşamüstü
ve sonra gecede parıldayan anılarda
o yürek atışı kovalanan bir kuşun.
Birimiz öyleydi en azından. Birden anlasan
başkalaşan çağrıyı, sana hangi kapıyı açsam
gökyüzü atlasından o yalnızlık duygusu. Gün,
günden ağır, beklemek kırılgan, özlemek bir ürperti,
diri ve acımasız ısırgan bir acı. Nedense
dalgın duruşların kanırtan bitişi, iyice solgun
eskitilmiş bir kağıt, kırık bir kalem
biri diğerini özlese, kelimelerden oluşan külün
sakladığı köz, o yangın yeri. Sonra birden
kapansak yeryüzüne. Dinmeyen
bir yağmur edinsek ikimize. Ama olmadı,
yaşamak yavan, uzaklık yoğun, çürümüş ten kokusu.
Burası neresi? Aranmak boşuna,
ben bile bulamam ki kendimi, yırtıldı hayatın kıyı süsü.
En azından birimiz öyleydi, cinayet kalbimde işlendi.
(Varlık 1184, Mayıs 2006)