KOKU SUS Kİ
keşke duymasam kokusunu o tatlı menekşenin,
keşke çözülmese ipliği yaralı düğümlerin,
keşke ezilmese çocukluk kara kara gölgelerle,
keşke Güzellik uyan sa o gaaib uykudan...
ama geliyor işte kokusu gün ortası çok çorak bir tarladan,
uykular bir nehir gibi akıyor. Allah'ın denizine, ve düşler...
ve biz, kuyu bekçileri hayatın,
bir düğüm daha atıyoruz nasırlı bir ipe, ve bir çıkrık,
yükseliyor çocuklardan göklere. dibe...
koku hiçkırıyor şimdi, duyuyorum,
nefesini boşuna harcamaz hiçbir vahşi,
oysa ne menekşe biliyor rengini.
ne de su bozabiliyor ahengini uyuyorum... düş!
hep aynı büyÜ, gün ortası ya da akşamüzeri...
sokakta ... sokak mı, ne sokağı .
bunun bir bahçe olduğu besbelli .
de çiçekler bilmiyor onları çeneleyeni...
döküp saçıp boşalttı... içindeki yükseleni...
aktepmiş sevginin, hüzÜnmüş bilgenin
belki de tam saatidir şimdi, dÜnden
tozlanmış menekşeler devşirmenin...
Şiiratı, Yaz Kitabı 2004