Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -

Bünyamin DURALİ

Daha Küçük Yazı Tipi Daha Büyük Yazı Tipi

YÜREĞİMDE YÜZ YALAZ

1.bap
yerin demir
göğün bakır olduğu
bir bakışın ötekinde solduğu
zamanlardayız
susmaya ramak kaldı
konuşmaya üç zambak

2.bap
sesime gül yükledim
öylece çıktım yola
merhametler dilendim
gökküreyi karış karış gezmenin
yerküreyi kırış-buruş etmenin
ilmine talip oldum, ünlendim

hamdolsun yıldızları mükemmel yaratana

3.bap
kantar kantar altına lânetler olsun
gümüşe ve bilcümle mücevherata
beyaz bayrak çekmeye gelmedi insan
insan ki sakınandır
kem gözden, kem kelâmdan
çırılçıplak kalandır
hayvanatla nebatat ortasında
saplayandır çığlığını kalbine

4.bap
elif lâm mim
işte kalbim, işte zihnim, ellerim
işte gayb'a inanmamın kanıtı:
-rızkımı dağıtmışım
çerden-çöpten kurmuşum ben mülkümü
inkârdan arınmışım
bilmişim ıslah nedir
bozguncuya yalakaya el-aman dememişim
ve bulutla gölgelenen alnıma
bıldırcın indirmişim
kudret helvası yerken
öğrenmişim aczimi

hep ömrüme, ömrüme hep yazık etmişim

5.bap
uzamsız bırakıldım
arzolundum ateşe
ateşten üç kelime
biçildi kostümüme

6.bap
tinimde herkesin ayak izi var
tutmuyorum kaydını katil adaylarının
ey yâr, yalvaryakarım bugün
sır'ı dökük aynalara
upuzundur gönlümün kederden seğirmesi
yumma kalbinin kirpiklerini
sen bir köz'ün geçmişinde boylanan
suçluluğumun gizli talihi

7.bap
say ki hiçbir vakit tasarlamadın
düşlemimi silkeleyen kösnül rüzgârı
fakat elbet kavrayacak koynumdaki sır
ıhlamur çiçeklerinin ağlayışını
köklerim kıvranırken antik kentlerde

8.bap
öğütülmüş deyişlerden iyi süzülmüş
unutulmuş sevişlerden çekilmiş bıçak
kadar derin, kadar çıplak, kadar gerginsin
yumulu gözlerinin güz'lenmiş çevriminde
hayal ağaçlarından bir serinliksin

9.bap
bir cinnete zorla beni
sevimli bir cinayetin keşif kolu yap
oluşturmaya yetkin bir adam
olarak kalmalıyım yarınların ufkuna
mümkünse köpürtüver kanırtılmış düşlerimi

10.bap
"buraya bak burada, bu kara mermerin altında"*
ihtilâllerle şekillenmiş sarsaklığım duruyor
çocukluğumla çılgınlığım arasında

(*): ece ayhan

11.bap
çarpıtılmış ağıtlarla çıktım ehramınızdan
ey rasyonel fahişeler
ey bilimsel dümbelekler
anladım, ölmek kadar korkuyorsunuz
kumruların şehvetinden

12.bap
güz ki: benim benzerimdir
sarartılmış bir doğru'dan çevrilirken siz

13.bap
siz naftalin kokusuna batmış perdeler
kaç dünya yağmalandı pencerenizde
ömrünüzden kaç güz doğdu, anlamadı hiç kimse

14.bap
bunca karmaşanın ortasına neden geldin ki
hormonlu duygularla, steril aşklarla
tacirleri esnafları da takarak ardına
-üstelik delirmiştim, kötü sevindiriktim-
sövgüler savurarak burukluklara

15.bap
kalbinden öptüğüm denli gül'e vurdum ben seni
hadi çek çıkar şu sancıyı kalbimin körfezinden

16.bap
oluk oluk akıtılan gözyaşlarıdır
acıyla ayrılığın tebaasına yazılan
bu firari bakışma

tam orda duruyor hasret
sevinçle semender arasında

17.bap
ipek'le ten
gözleri gökkuşağına benzeyen özlem
uzadıkça uzar senden salınan seslerle
bundandır ayrılıkların kor'a kesmesi
sapsarı yorgunluğu bundandır işte
pişmanlıkların

18.bap
bir akşam alacasında bildim efkârlanmayı
saçlarımı firavunlar çekiştirmişti
hüzünlenmeyi esas o vakit sevmiştim
dindar bir orospu kadar diklenmeyi de
sızısı parmak uçlarımı kavlayan şarkılarda

19.bap
durup-dururken kibirlendim çayırlıklarda
doğaçtan yaşamaya bismillâh dedim
kahrı rüzgâra sormaya avazlanmaya
niyetlendim de bir imsak vakti
kesintisiz kan sıçradı dünyaya

20.bap
doğu'ya tuttuğun gül seni utandırmaz
-mağrurluğun yeter sana ebruya tutkunluğun-
hangi arastada dursan orada kutsar kimliğini
gizemle güz almaşığı bir aşkla kıvrandırır

21.bap
gırtlağımda harflerin uğultusu yırtılıyor
kedilere ve uskumrulara büyüyor gurbet
dağınıklığım benim: anlasana, dünya kanıyor!

22.bap
yürüsene seni dağlar alkışlasın
vakit kutlu diye sundum ben seni
otuz kuşlar şahına
gülümse! seni kargışlarsa mor yağmurlar kargışlasın

23.bap
saçlarım benim: suçlarımın, korkaklığımın simgesi
her teliniz uyluğuma saplanan birer kılıç oluyor
birer itiraf oluyor tiksindiğim şehirlerde
mazgallarda biriken çürümüşlük oluyor
hassas noktalarımı kirleten, kirleten ve delirten

24.bap
adabımuaşeret kurallarından azad edildim
sabittir tecrübeyle
sevdanın çardağında çürüdüğüm bu yüzden

ölüm, siyah atlı bir prens gibi geçiyor üstümden

25.bap
bulaşıcı kötülüğün
yalnızlığı yağmurluk gibi kullanmanın
eğreti bir ceket kadar sıkıntılı durmanın
kokarcaların yaydığı kokudan kaçmanın
toyluklara çırılçıplaklığa davranmaların
o kesif ve feveran karmaşasında
ne zaman cüret etsem sevdalanmaya
kalbim benim, zibidiliklere uyarlı kalbim
görgüsüz yangın yeri her seferinde

26.bap
sönümlendirildikçe kabarır dilimin yalazı
çarpıntısı çoğaldıkça bulaşır keder
aklımın oylumsuz ormanına
bu şehrin çeşnisini hıncımla kucaklayıp
geçen benim, göçen benim
ve kalbine katiyen mukayyet olamayan
ucu-bucağı bombalanmış bir sıkılganlıkla
uçan benim
viraneliklerdeki bakımsız köpekler üstünden

27.bap
inkâr ettim gürleyen suyu
göğsünden, göğsünün sabık sesinden
renklerini kınayan bir keklik gibi
inkâr ettim ve sevdim
bir yalvaç aranırken fatiha suresini

28.bap
gözlerim çok acıyor, ovsun biri
zira tenhalığı savunuyorum
fırtınayı anlamaya
leoparlara kangurulara sığınmaya çalışıyorum
suçluyum dünyaya kötücül bakmaktan
dünyaya beş vakit sövmekten kumralım!
bu insan suretinde hilkat garibesini
dünyaperestler lütfen!
savunsun biri

29.bap
âşığıyım yalnızlığının
senin o süklüm-püklüm yalnızlığının

30.bap
yoksul bir köpek ayaklanıyor paslı sokağında dilimin
apansız yolunuyor yüreğimin en gösterişsiz yaprağı
memnun değilim diye gövdemi taşıyıp durmaktan
kalbim mevsimsizliğe mesken tutuldu
yanıtsız yaşamaya mecbur bırakılmış aşklardan

31.bap
sesimin
ötesini gör!
yolumun
külümün
ah dalımın dalımın
ezilmekten kokmaya vakti yok ki gülümün
yetisini gör!

32.bap
söz
sancısıyla kaimdir,
çiçek
solmasıyla,
yatağını şaşırmasıyla kaimdir ırmak,
aşk
kavgasıyla

33.bap
ağzının en delisinden su kanalıyım

34.bap
alazıma yakın dur
göğsümdeki kısrağı öyle sağlam kışkırt ki
şu soru parıldasın herkesin aklında:
-nereye böyle yaz yeli?

35.bap
hadi gel
çadırını çığlığını topla
soğumadan aramızdaki şu tarçın sessizliği
ölümün kalbimize kalın kalın yazılan
sisli sözler olduğunu
açıkla!

36.bap
nasıl ısınırsam, nasıl soğursam
aklımı her gün azar azar yitirişimi
öyle sevdim akasyalardan kutsal tenini

37.bap.
herkesin gücüne gidiyor bu bendeki tenhalık
her fesatlık beni sıkıştırıyor acar değilim diye
sıradağlara bakınmamı küçümsüyorlar
içimin aklığına akbabaları sokuyorlar
soksunlar bakalım
ben nasılsa bir dîvan şiirinin koynunda
uyuyakalırım sabahları ve sevdaları

38.bap
silbaştan yaşa yaşadığını
aşk'ı, yalan-dolanı, yılan-çıyanı
en hasını mavinin, depressif siyahı
kurşunlara değip geçen kuş kanadını
sessizce yaşlanan mürekkebi ve kanı
yaşa yaşayabilirsen
morbahar'da donakalan acıyı

39.bap
herşeyin bir zamanı var:
ıssızda ıslakta şiir yazmanın
umutlanmayı sıklıkla nadasa bırakmanın
geberirce sözgelişi göğe bakmanın
usuldan uzundan güz'e akmanın
bir zamanı var

zamanı yok:
nilgün marmara'ya abayı yakmanın

40.bap
hangi rüyadan dökülsem puslu çocukluğuma
babamdan armağan acıların şahı şahlanır

41.bap
basbayağı taklit ettim nevrotik atları
otlaklarda tanrı'nın yansımasına çalıştım
büyük sularla boğuşarak atıldım hayata
gerektiğinde akrep gibi kopararak kuyruğumu
kıvılcımlanan kanımı ıssızda dinlendirdim
anlayın işte, anlayacak gücünüz kaldıysa

42.bap
tango ve caz
ilki beni dionisos'a götürür
ikincisi hermes'e
ilki aklımda nasıl bir uçurum kurarsa
erotik imgelerden
ikincisi yüreğimi sürükler
evrensel yoksulluğun o kül sesinden

43.bap
zaman: 1960'ların sonları
bir yanım bataklık kuşları, öbür yanım sazlıklar
geçerdim arpa biçen annemin karşısına
en grisinden bir bulutu tevekkülle indirirdim
boncuk boncuk terleyen alnının çatısına
ve sırtının loşluğuna erzincan'lı bir türkü
ağlar ağlar ağlardım
hem annemi, hem çocukluğumu, yangın-yalaz yanardım

44.bap
karatoprağın sırrında çoğaltmalıyım gözlerimi
babamın yanına gömün beni

bulamadım anahtar-imge'sini dünyanın
yanına gömün beni babamın

görüşmek istemiyorum hiç öksüzlük tanrısıyla
gömün beni babamın yanına

kış güneşi'ne tutkunluğun yetmez mi ömrüm
beni babamın yanına gömün

beni babamın yanına gömmeden önce
bir alageyiğin çatlatılmış boynuzlarında döndürün

45.bap
insan, yarasını sevebilmeli
yağmurda çok acıyan, güneşte kurumayan
yolların yolculukların azdırdığı yarasını
kucaklayıp da sevmeli insan
umarsızlığının üstüne aptallığını

46.bap
beni ilkin gözlerine inandır
sonra sonra: havaya suya ateşe toprağa
gözlerinin tefekkürüne inandır beni
inanmasam da olur artık allah'a

47.bap
ben anahis
çobanım truva'da
venüs'ten kökenlenir varlığım ve hiçliğim
-venüs ki: ruh ikizim-
öyleyken gene de hasretliyim ben o'na
ondandır kavalımın yanık çalması
ve yanık çalması tüm kavalların
benden sonra da

48.bap
iki tutam menekşe getirin buraya
mor'un bütün tonlarından iki tutam menekşe
ben o menekşeleri birbiriyle seviştirip
ilkini kalbine kanuni sultan'ın
ötekini hürrem sultan'ın alnına
hüzünler yakıştırıp dayayacağım

kanuni sultan'ın kalbinin
hürrem sultan'ın alnının
dağılmasıdır aşk'tan
dağılmasıdır dünya
-birazcık da bu!-
anlayacağım

49.bap
necef'li çocukların elleri yok
dilleri yok tikrit'li kadınların
bağdat'lı babaların gözleri yok
kanadı yok ummu kasr'lı kuşların

ey karteller tröstler
böyle midir ki
yani aşk'ın
ve direncin
gereği yok?

yoksulluğun açlığın zulmün dünyası
yemin billâh olsun ki yedi ceddime
-işte yerler, işte gökler şahidim-
senin allahın yok!

50.bap
arz'dan arş'a tez elden varsın sevincim
ayaklansın kozmoloji
dilimde dünya köpükleniyor
kılı kılçığı ayıklanıyor aşk sözlerinin
kiri balçığı

51.bap
-ben güzbilgisi öğretmeniyim
demiştim bir şiirimde
bircik bircik döktürmüştüm sebeplerimi
şimdiyse sebebim yok
güz'lendim gene

52.bap
taş'ı sev, orman'ı öv, keçiyollarından geç
geç ki seni yangın yerleriyle türdeş saysınlar

53.bap
kir-pasaktan görünmeyen dünyanın
zoraki ilişmişim bir kıyısına
tek tırnağımla

işim-gücüm: pamuk ipliğinden hayaller örmek
hırkasız kamburuma

54.bap
yaşasam ne çıkar, yaşamasam ne
boynumun eğriliğinden kaçan kaçana
tecrit etmişler her yerden yüzümün fenerini

uzağımda toz bulutu, uykusuz veda
yakınımı boydan boya buz tutmuş
holiganlar kangren etmiş siyasetimi

bir veba salgınıdır sözümün ırmağında

55.bap
başımdan git
sömürdün ölçüsüz sevmelerimi
ben, tanrı da günah işler, dedikçe
silâh çektin sesimin safiyetine

git, gülüşü darülbelâ
karşılıksız sevişen kumrularla helâlleş
gidebildiğin ölçüde güzelleşirsin
çarpıntısını bana bırakarak küpeçiçeklerinin

56.bap
sinikliğimi üleştirmek istiyorum, davetkâr kuşların kanatlarına
çöl uyusun ve uyurken yıkılsın emir kipinden davranışlar

çelik çiviler çakılmış, ölümseyen yüzümün en agressif kemiğine
serbest bırakmışlar azrail'in sütdişlerini

ben
beğenerek alırım da dağlardan haklı korkaklığımı
beşeriyetten soyutlanmış o doğduğum kasabanın
şöhretinden şüphe edilmez mürşidine bağışlarım

yeter ki beni mutsuzlar familyasından sürgüne gönderip
beni seni sevmeye azmettirsinler

57.bap
şaşalarım ararken kokusunu yağmurun
suçum çok bunda

yüreğimin eriyiğinde tepeleme eroin
suçum çok bunda

Irak'lı çocuklara denklerim gözlerimi
suçum çok bunda

Ölümce'den aşk faslını tercüme edemem ya
suçum çok bunda

besmelesiz sahnelenir senaryosu ömrümün
suçum yok bunda

58.bap
süslenip-püslenip bir zambaktan geçerim senle
bir zambağın yoksulluğa bezenmiş sesinden
alkışlamadan seyretsin bizi tuhaflıkların ikindisi

imlâsı bozgunda bulutlardan geçerim senle
uçurum renkli kumaşlardan giysiler dikelim
nutku tutulmadan seyretsin bizi kimsesizliğin terzisi

uzaklığıma derinden gömülü yakınlığım benim
dünya bir yana, sen bir yana, hadi bir zambağa geçelim

59.bap
cumartesi anneleri: annemin güzkardeşleri
güz güneşi'ne benden de selâm söyleyin
sesimden bir destek beklerse şayet
beklerse beklerse beklerse
alsın istediği gibi kullansın
sesimi sesinize yükledim, götürün hepsini

zulanıza sessizce bırakıverdim
unutmayın babamdan kalan doksandokuzluk tespihi

60.bap
yurdum benim:dört yönünden yaralı
kanatları kopartılmış kartala benzer
boynuzlarından çökertilmiş boğaya
kötü yazılmış şiire, çöplüğe benzer
batista kadar haksız, che guevera kadar haklı

yurdum benim, neresine benzer
karlı yağışlardaki kararlı sözlerin

61.bap
F tipi güzelim, sevgilim benim
karamsarken üst üste dilekler tutacağı
keşke bir yıldızı olsa herkesin

62.bap
hurufattır ölüm, görebilene
ey zamane mahlukatı, haramzadeler
kelâm bahçesine destursuz girenler
elem bahsinde ilânihaye kekeleyenler
çağdaş ilâhlarınıza tapınadurun
gönül gözü mühürlüler
vicdanından hükümlüler
-ölüm enteresan bir entrikadır,
zehabına seğirtenler-
harflerinizi sivriltin, doğu'ya yöneltin
ölüm bir hafriyattır

63.bap
seni sevdiğimi söyleniyorum
mütemadiyen penceremi zorlayan uykusuzluğa

dağlar, kar sularını kıpraştırıyor
eşitliksiz soluğuyla tanrı'nın

kâinatın yalnızlığı yalnızlığıma tosluyor
seven kalbim, kimliğimin kabuk tutmaz yarasına

gri'nin tonlarını düşünüyorum
diğer renklerin alınganlık ettiğini hissederek

bir meteor patlıyor alnımın ortasında
suskunluğumun estetiği perçinlenirken

seni sevdiğimi söylenmekten vazgeçiyorum

64.bap
ağacımın gölgesinden geçiriyorum ıssızlığımı
beni kuzgunların korkusuna kıstıran dil'den
ünlem işaretlerine dönüşüyorum
soranım yok, kültürsüzlüğün kabardığı semtlerde
kanımda demiroksitten tecavüzler tepiniyor
sanal aşklara paketlenmiş metalik söyleşiler

bir ricat öncesinin telâşı var içimde

65.bap
gölgeleyen birşey var seni
yaşamın geçersizliğine ve yüzüne bir nehir
kapatmanın anlamsızlığına inandıran birşey var
özlem, desem, boynunu büküyorsun
melâl, desem, baldıranlara garkediyorsun koynunu

beyaz şairlerin çıkarttığı söylentilerdir biliyorum
ufkuna günaşırı ölü serçeler fırlatan

66.bap
mevsimlerden güz'ün tutkulusuyum
bunun net bir açıklaması var:
-saçlarımdan aşkıma varıncaya huzursuzum

rüzgârlardan karayel'in yangınlısıyım
bunun da net bir açıklaması var:
-beyaz türkler lobisi'nin uzlaşmaz karşıtıyım

67.bap
çocukluğum!
kaldı kaldı senden ne kaldı bana
anamın ağlarken gözyaşını sildiği
bir oyalı tülbent kaldı

ilkgençliğim!
kaldı kaldı senden ne kaldı bana
babamın her güne ve bayram-seyran giydiği
tülermiş bir kasket kaldı

ve gençliğim!
kaldı kaldı senden ne kaldı bana
bağlandığım değerlerin faşizanca vurulduğu
bir tarifsiz âfet kaldı

68.bap
yersiz-yurtsuz saçların
önüme düştüğünde
bir bozlak tuttururum
tüyleri kabarır kış'ın, nehir yatakları şaşar
ve de tamamdır vakit: tiranlar çıldırır
sesimi dengbêjlerin sesine uydururum

şiirimi şiir kılan nektar ne ise
tutar onu aşk'a nazır bir tarafa oturturum

69.bap
bismillâhirrahmanirrahim

düşülecekse, kayda değer notlar düşülsün
ölüm üstüne

yaşlı şairleri hasedinden çatlatmaya müsait
notlar düşülsün
ölüm üstüne

pastırma yazı'nı, ve yetmez, kış güneşi'ni
zıplatmaya can atan
notlar düşülsün
ölüm üstüne

vahim notlar düşülsün
kadim notlar düşülsün
ölüm üstüne

kaybetmeden ömrümüz daha bir mevzi

70.bap
yerim yok, hiç olmadı ki, sığıntıyım dünyanızda
bunu bilmenin rahatlığıyla sürünüyorum
sığıntıyım, homo-erectus!
sığıntıyım, homo-faber!
sığıntıyım, homo-ladens!
ölümsüzlük fikriyle tanışık değilim
ölümlülük derseniz, tam bana göre
lâkin, siz siz olun yazmayın adımı
ölümlüler ansiklopedisinin de bir köşesine

71.bap
tut ki güneşte kalmıştır
sesimin bir köşesi
kıytırıktan bir köşesi sesimin

faraza rotasından sapmıştır ömrüm
bir ilân-ı aşk'tır bu
kadersiz sesine senin
öteler ötesi

72.bap
arkaik kederlerin adamıyım ben
"ay büyürken uyuyamam"*

otantik gülmelerin adamıyım
uyuşamam oligarşinin şairleriyle

pencereme çarpmazsa kara dut dalı
yaşayıp yaşamadığımı anlayamam

(*):necati cumalı'nın bir öyküsünün adı.

73.bap
alı al, moru mor yalnızlığın senin
zulümler tarihi'ni düzünden okumaya benzer

ağzına tedirginlikle kattığın kuş sürüleri
patladı patlayacak bir gülüşün gizine benzer

faili meçhul aşklar vardır, anlatsana onları
gökyüzünün pasını silen yıldızlara benzer

yalnızlığın senin, kuş sürüleri, faili meçhul aşklar
zamandan ve mekândan münezzeh öz'e benzer

74.bap
geciktirilmiş merhabalarla betimlenir gençliğim
gençliğimin ertesi: erkenci elvedalarla

75.bap
tanıdığım ölüler kat be kat fazla
tanıdığım yaşayanlardan
bu ne demeye geliyor ömrüm?
"sessiz gemi"*ye binme sırası bana mı yani
yavaştan yavaştan

(*): yahya kemal

76.bap
sen itiraz tümcelerini şafak vakti kurarsın
iltifat tümcelerini geceyarısı
intihar köklerdedir, demek üzere
istikbal göklerdedir, sözüne karşı

77.bap
ey sevgili!
köpüklenip patlayan ırmaklar bakiyesi
seni ben beyaz batılılara karşı bayrak olup sallanan
kara gömleğinden tanıyorum
gökyüzünü tevazuyla kullanan
iptidai ellerinden
ey sevgili
benim için tartışmasız iftihar vesilesi
medeniyetinden akıbetine kızıl güller döküyorum

78.bap
sen acının
ışığı ve katığısın

ben sevdanın
tanığı ve sanığı

bizi kesiştiren kavşaktan geçer
ölümün gizemli sokağı

79.bap
tefekkür et sevgili
içinden çürüyen nar'a
balığın yüzgecine ve
asil duruşuna sıradağların

ilim-irfan sahibidir güz
sarmalar insanın trajiğini
ego'nu bastır, tefekkür et
güz'ün savrulan her kuru yaprağa

ve teşekkür et
güz'ün başlayıp, güz'ün biten cümle aşklara

80.bap
yüreğimde denedin ya
taşıllaşmaz öfkesini rüzgârın
pıtraklı yürüyüşünü sevdanın
denedin ya bir kerecik
ölsem de gam yemem gayrı

81.bap
hazırım
aşk'a da, acı'ya da
yenilgiye hazırlıklılığım herkesçe bilinir
-ben ki kaçın kurrasıyım?-
yengiye hazırlıklı değilim ama

82.bap
su'yu övdüm de geldim
tuz'u sevdim de geldim
dağ'ı deldim de

yanlış anlaşılmasın sakın
ferhad değilim!

83.bap
1'le 1'i toplarsanız
2 eder aritmetikte
pitagorasçılık'ta kaç eder, onu bilemem

evlilikte bilirim:
-koskocaman hiç eder

84.bap
karanlık yanıma tut aynasını zamanın
tebdil gezer oramda kült bir yalnızlık
üşüdüğüm yerdir orası

karanlık yanıma kırp, kırpacaksan gözünü
itiraflar günlüğümü orda yazarım
ışığıdığım yerdir orası

85.bap
bir bildiği vardır elbet
kayalıkta güneşlenen kertenkelenin
bir gördüğü: doğa'nın ulu kargaşasında
seremonisinde suların, göğün simetrisinde
alçalan ve yükselen, saçılan ve toplanan
madde'nin ve madde-dışı'nın harmonisinde
sahiden bir bildiği var mıdır
acının acıyla çarpışıp içine çekilmesinde?

86.bap
dillere destandır tezcanlılığım
tutunamamak: kişiliğimin en baskın yönü
başımı kaldıramam sevdalanmaktan

proudhon'u hatırlarım her defasında
-mülkiyetin bağışlanmaz bir hırsızlık olduğunu-
güneş batarken

kalın kalın kar yağarken, gazelhanlar dinlerim
ölü babamı düşünürüm
bir üşürüm, bir üşürüm

kaba solcu, beni solcudan saymaz
müslüman, müslümandan

87.bap
zücaciye dükkânlarına soktuğun filler
ve fincancı katırlarını ürkütmelerin
bile kurtarmaz seni
bir tırtılı kelebeğe dönüştürmez

unutma gene de fiil çekimlerini
anılardan zarar gelmez

88.bap
erken öleceksin, durali, aldırma!
yani gençken çıkacaksın "iki kapılı han"*dan
sarmaşıksız müziksiz repliksiz anektodsuz
ana-avrat sövecekler arkandan

sövsünler sövsünler, sakıncası yok
ölünce de öğreneceğin vardır olacaklardan

(*): âşık veysel

89.bap
alkışlandıkça alçalır aşk
ölüm alkışlandıkça
ben kargışlanmayı tercih ederim
muhakkak söyleyin alkışçılara

90.bap
derin devlet, bin dereden su getirse inanmam
ben seni yüzündeki yağmur lekelerinden tanırım

91.bap
bir yağmura bakıyorum
bir sana
yağmur, beni çocukluğumun kırlarına çıkarıyor
sen, sersemliğimin çıkmaz sokaklarına

92.bap
en dramatik şarkımı ben
oryantalistlere karşı söyleyeceğim
sedir ağaçlarından kuracağım hissiyatımı
tanrılar tanrıçalar alınganlık göstermesin
ölümsüzlük otu peşinde koşmayacağım

sonsuz-küçük kulübemde kâinatlarca susacağım

93.bap
ölürüm de öldüğümle kalırım

açarlar da özenle katladığım bohçamı
doluluğumu boşluğumu katladığım bohçamı
zaman gelir açarlar da, ne görürler sanırsınız:
-soru işaretlerinden tarazlanmış birkaç varoluş sorunsalını

94.bap
kaderimdir
ölümler ırmağının ağzında sustalı durmak

herkes, yaz'a vurur kendini
plazalarda bir yer arar özgeçmişine
başkasını hiçlemeye birer retorik
bilboardlarda

küçük-burjuvalar, koruganını kavileştirir

ben pısırık, ben hayta
apış arasına sıkışmışım dünyanın
bütün yaz sonlarının parolasıyım

ölümler ırmağının ağzında titreşimsiz
anadandoğma'yım

95.bap
mevlâna'nın pergeline bakanlar bilir
kadir-i mutlak'tır her güz yaprağı

96.bap
çattadak çatlar günün birinde
yüreğinde gezdirdiğin hikmetli sözler

sıkı giyin kazağını kederliğini
kış güneşi'ne

97.bap
sokak köpeklerinin kimsesizliği çarpıyor sesime
natürmort bir resimden fırlayan intihar imgesi
huzurevleri, tımarhaneler, pirinç tokmaklı kapılar
amerikan-ingiliz işgalcilerinin çağdaş terörü
rüzgârı bedbin ömrüm çörekleniyor içime

kalbim, yırtınma: alışamazsın bunca yetimliğe!

98.bap
yadırgama beni anne, karamsarlığıma toz kondurtmam
kumruların dem çekmediği gül ağacına dönüp bakmam

99.bap
saçlarını çözüp durma aynaların önünde
ağlarım

bana gazel söyleme
güz'lek yüzlü babam düşer aklıma
ağlarım

akordeon çalma n'olur
akasyalar yıkılır, ayrılık olur
ağlarım

yalvarırım
evsiz-barksız kedilerden söz etme bana

100.bap
ey bünyamin!
ulan hergele
yılların şiirkeşi
yazdın yazdın ne kaldı ki elinde
dem vurdun da sevdalardan
devrimlerden ölümden
mısra mısra döktürdün de içini
anlayan kim
kim dinledi

gereksinmesi yok sana memleketimin
bir şahbeyit yazsan da gebersen bâri.

 

 


 
Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa