RESNELİYLE HER YAZ
dolaşıyor içimde gölgeli, geniş
bir alfabe
gülerdi Yemliha konaklama fikrine
etekleri açılan meyus bir yazın
rüzgârında bomonti’nin güneş batmayan
hayretlerde telaşlarda ıslak yelkenler
altın potur bir madama bir de ben
hayta üç kişilikti Resne cumhuriyeti
çarmıh çöl oldu benimle Yemliha
arasında kadeh durdu meyus ve yaz
kâtip girdi adliyeye binbir heves
gene rüzgâr çıktı ağzındaki yasla
mürdüm eriği kızıl erik çan eriği
geçti hazla kervansaray gibi yaz
eski Göztepe’de bir odunluk ve naz
çilek ve süpürge teli ile içilen
sarısında uzun doyulmayan ırmağın
içimdeki füsunlu gölde yıkandığını
gördü Bandırma limanında donmuş
bu şeylerin ırmaktaki yaprağın
ağıtta bir kâğıdın ve skolarya
o yaz esrardaydı çerkez ve mor İbrahim
bataklık gülü iki dirhem ve bendeniz
solgun takasıyla Balat’ın giderdik Yemliha’ya
Niyazi işte böyle niyazi haytaydık niyazi
Yemliha’ya kiraz götürdük sepet sepet
Çay saatlerinde hasırlara uzandık
(Uç 7, 2000)