SARNIÇ
Her insan
Kendi içine sürgündür birazda
Işık taşa öznedir girift zamanlarda
Ve yağmurlu adıllar çoğaltan kilden haritalar
Paslı adımlarımızda rüzgar biriktirir yalnızca
Ah Ninova!
Ne vakit o ezgin seslerin parmak uçları
Yüreğimin ucuna dokunuverse gizliden
Yorgunluğumun sezişleri kil tadında dağılır bu coğrafyaya
-o zaman bir çocuktur yüreğim-
Kendi kaçışlarından hükümlü
Bir bedesten kadar dünya
Kendimizi bulmak için yitirdiğimiz
Mezopotamya’dan yadigar sarnıçlarda
Beni sesinde beklet,
Neyin tutanağıdır ki deniz?
Yazgında üzünç kalabalıklara çoğalt beni
Ki bu toprak
Solarken bulduğu her kadına sarılmıştır.