4.
Aysel’e
Biliyorum ki; zümrüt, gözlerini tanımlamaya yetersiz sevdiğim,
İri kömür taneleri onların yerine konamayan hiçbir anlatıda.
Sesini duyamaz konuştuğunda kimse benim gibi; yakından.
Uzaklığın değil, beni zorlayan belirsiz sınırları sevda evreninin.
Saçlarının siyahı karşıma çıkan, her umudun önünde beliren,
Karşıma çıkan herkesin boşalttığı hüzünlü çıkmaz sokaklarda,
Çıkmaz sokaklarda, seni düşündüğümde, seni, gülmeni, ayrılıkta.
Güzelleme yapmak istemiyor artık herkes sevdiğine, suçu içeren,
Bu dünyada birisini sevme gafleti, ahlaksızlığı sevgiye inanmanın,
Alıklığı romantik bakmanın, istemediğin kadar vücuda değil,
Suçunu giysilere, tenin kıvrımlarına değil, gözlerini ona doğrultmanın.
Yine de sen benim düşüm de olsan hiç ulaşamayacağım sadece,
Aradığım, aradığımsın. Kaybolmaya yüz tutmuş devrimciler kadar içten.
Ecemsin, tacını takamadığım, gözlerinden hayat devralamadığım, şimdi,
Alamayacağım büyük olasılık, yarın da, ama unutma bunu, sen gökkuşağımsın önce.