KILAVUZ
vakti gelmişken söyleyeyim: albenisini yitirmiş
ilençli yanınızım ben. korkudan seçilmezmiş
sıkıntısı kendine ücra işgüzarların nabzı
sandığınız gibi saklamıyorum: geç fark ettim
canevimi oyan kurdu. silkinip uyandığımda
bulanık bir rüyaydı şaşkınlığıma gülen dünya
hayli yakın sayılırım şimdi uzağa terk
ettiğiniz ölüye. kökünden sürülmüş ağaç
bunu sende bil: evrimin soluğudur gözyaşı
bak sinsice kıvrılmış yatıyor aramızda yılan
gibi iyiliğin gölgesi: deli diyecekler bana
işte tanığım avucumda seğiren damar!
vakti gelmişken söyleyeyim, ki sır sayılmaz
herkesin bildiği. umurumda değil kuşkum yok
zaten attığım okun dönüp beni yakacağına
son kardeşimi de bu şenlikte yitirdim
ah! alkıştan çürüyen elleriyle acıya tapınan
kuklalar. anlasanız belki severdiniz beni!
sevincim kılavuzdur yarına, öfkem yazgıma
(s)övgü. anlayın: aşk bir kez dokununca
kalbe yalnızlıkta aynalardan geçiyor çünkü
boşuna değilmiş kılıcın kınında pas tutması
şaşıyorum: nasılda kayıksızsınız gülümserken
geceye. sahi unutmuşum! bunlardan kime ne?