Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -

Mustafa Köz

Daha Küçük Yazı Tipi Daha Büyük Yazı Tipi

GÜN YAZITI

“Leylekler gitti
demek ki eylül.”
Böyle yazmışım
eskitürkçe bir kitaba
(Şifalı Nebatlar ve Emraz
Babıâli, 1910)
Bir tarih düşmek için:
(İlk yağmurlar, güzün süvarileri.)
Hüseyin Avni, sakalına güneşler öğretiyor
cebinde kuru iğde, sarmaşık tohumu, topağaçları
ben bağa gözlüklüyüm hâlâ
üstüm başım Nisan Tezleri, Mukaddime 1-2, gecesefaları
Anti Dühring, Türlerin Kökeni, 1844 Elyazmaları
göç yollarına bakıyorum sarışın, uzun boylu
şiir yazıyorum, bir ölü sıcakkanlı şiir yazınca
hiç ölmemiş gibi bakıyor her şeye
aynı yoldan dönüyor evine, aynı bulvarı yürüyor öğle sonu
aynı ağacın adını unutuyor durmadan
oysa bir kâfur ağacı vardır ve neyse kokusu o
unutuyor ölü olduğunu
-her ölü çekingendir yaşamışlıktan
beyaz bir atla dolaşır çarşılarda-
unutuyor çünkü unutmak, kavlamasıdır bir yaranın
bir ölü unutmak kadar yer tutar dünyada,
şu kadarcık bir şeydir
bir küllük, bir kumsaati, bir kalem ucu, bir düğme
sevmem bu yüzden ölü sözcüğünü
kokar, bulaşıcıdır, dalgın, sömürgen, yayılmacı.
Öğrenciler çatışıyor Beyazıt Meydanı’nda
Plaza de Mayo’nun güvercinleri esmer ve uzun
bir çocuk, oldukça turuncu
tutuyor elinde, görülmemiş bir göğü
koklayıp iliştiriyor yakasına
‘yaşasın’ diyor, yaşasın deyince
anlıyoruz ki yaşasın bir sözdür
karartmalar geçer, Açık Şehirler, çok ağaçlı bulvarlar
köprüler, kale içleri, yer yasaları
‘yaşasın’ diyor, düşünüyoruz o zaman artıdeğeri
Londra Borsası’nı, Çin Seddi’ndeki kuşevenleri
Tanzimat gazetelerini, İbret’in ilk baskısını örneğin
Rodos, Magosa, Akkâ sürgünlüğünü
Aleksan Sarafyan, Ahmet Midhat Efendileri
Ebüzziya Tevfik ve Monapirîzade Nuri Beyleri
Hüseyin Hilmi’nin tersane ve tramvay grevlerini
(Bozdoğan Kemeri su yolu değil, kan yoludur
İştirakçi Hilmi, sol eli şakağında, Bâlâ’da bir bağ
kuyusundan su çeker gibi düşürülmüştür
bir uzun Bizanskemerike -ki işçilerin yüzleri
tarak tutmuyordur daha.)
Amele Cemiyeti’ni, eski yeni Fırka’yı
elişleri dantela ve nakış sepetlerini Yaşar Nezihe’nin
Clara Zetkin’i, 8 saatlik iş gününü, Marx’ın kurşunkalemlerini
Kasım 1847’, öyleyse Manifesto yazıldı yazılacak
istemek kipine çalışıyoruz, dinamit gibi uzuyor kollarımız.
O zaman görüyoruz bir ölü
kendinden başka bir şeydir
bir susku kendinden başka bir şey
bir yengi kendinden başka bir şey
bir sıkıntı kendinden
belki bir sıkıntı, hepsi bu
olmuşsa ondan olmuştur şu bizim baş başalığımız
kendimizden başka her şeyle
o sıkıntıdır eritip olgunlaştıran bizi
(ya da Avanoslu bir kil ustasının uykusuzluğu)
anlamak bizden sonraki kitapları
bir yeryüzü durup bakmışsa bir yeryüzüne
bir kapı açılmışsa bir kapıya durup dururken
bir taş konmuşsa bir taş üstüne
karılmışsa terin ve elmanın çiyiyle öncesizlik toprağı
görmek, söylemek için kumun, ahşabın, alevin sesini
yükseltmek için o yenicil yapıyı.


Öteki-siz, Sayı: 16


 
Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa