KANATLARI BAĞLI KÖR KUŞLAR VE GRİ
güneşin uzak çağrısına uyup çekip gidince kuşlar
bir ben kaldım kuzeyde yabanıl, yalnız ve gri.
otağ kurdum güneşin terk ettiği tepelerde
eski bir dağın eteklerinde yayıldım kumrularla bir süre.
güneş kırıntılarıyla besledim kavrulan göğsümü
dipte derin, ağır kütlesiyle akıp giderken sular,
girdabın üstünde hep yerinde sayan bir köpük gibi
akan suların tersine yüzmeyi erdem bildim.
yoksulca günlerimi çizme yapıp ayaklarıma
yürüdüm otları yolunmuş güzü bir uçtan bir uca, kuzeye doğru.
kuzeye, en kuzeye, tüyleri dökülmüş güzü gördüm
iri, çıplak kemikleriyle tortul kayaların orda.
görkemli bir ölüme hazırlanıyordu kollarını açarak.
kırılmış kalkanı ve mızraklarıyla bulsunlar diye
geri dönüp geldiği zaman yeni güz, yeni kuşlarla,
kararmış kaburga kemiğini, paslanmış miğferini,
otların arasına atılıvermiş çene kemiğini.
sevişilmiş kasıklarını yağmalasın diye gökyüzü
kanatları bağlı kör kuşlar, yağmur ve hüzün,
parçalanmış ettir cesettir deşilmiş dere yatağında
ağarmış taşlardır akar sonsuza
çığlığımı göğsünde sakla yeryüzü.
Kavram Karmaşa, Sayı: 24