Fareler ve İnsanlar
Her evin bir faresi vardır.
Tam bebek orta yerde
halının üzerinde oyuncaklarıyla
oynar ve oğlanın gömleğine
düğme dikerken anne koltuğunda,
elinden kaçan makara sanki
çözülüverir taa öteki köşesine
odanın, orda kalorifer peteğinin
ya da sofanın karanlık altına,
Kaşla göz arasında gerçekleşmiştir
her şey, ne de oğlanın ekrana
kilitli gözüne ilişmiştir evin her
zamanki sakin havasında bu
dalgalanma, Garip bir şeyler
döndüğünü sezmiş olsa da
-yalnızca -baba,
televizyondan yansıyan vahşet
ve kan görüntülerine mutlu bir aile
reklamıyla ara vermişken, fazla
üstüne gitmez çünkü bilir biraz da:
Çok eski çağlarda,
bu kadar bencilleşmeden daha,
imza koymuştur insan ortak
yaşam anlaşmasına ve şimdi tek
taraflı bir kararla sahiplenmek fırsatları
elbet sığmaz delikanlılığa. Ve bundan
böyle, belirli zamanlarda, sırayla
kullanmak modern dünyanın
olanaklarını, olsa olsa budur
yakışan. Yine belirli bir görgü
ve nezaket çerçevesinde ama:
Dünya hali, odayı su basar,
duvar kırılır tamirat sırasında,
kaçınılmaz olabilir karşılaşma,
Bir taraf olabildiğince çabuk
kaybolmalı, gözüne bir şey kaçmış
gibi yapmalıdır öteki taraf da.
Öyleyse neden zehirli buğdaylar,
kapan, ölümcül katran kuyusuna
benzer yapışkan kâğıtlar yerleştirilir
kovuk önlerine? Fareler de bilir
bu daha çok iç politikaya dönük
bir girişimdir, bilir -yalnızca- baba:
Günlerce dokunulmadan kalacak
orada yem, oda içinde cereyanla
çocuklar için tehlikeli biçimde
saçılacak ortalığa, kapandaki
peynir saranp kaskatı kesilecek,
hayatından değilse de dişinden
olacak hayvancık maazallah,
yapışkanlı tuzaksa terliğin tabanına.
İşte bu yüzden, sofanın altına
kaçan topunu almak için uzanan
taa burnunun dibindeki minik
parmaklara meraklı bir korkuyla
bakan bir çift ışıltılı göz olacak
her zaman. Evin havasından
ne kadar düşüyorsa artık
onun payına, derin bir soluk alıp
......................................
tutarak sonra
Taa ki yatak odalarına çekilsin
bütün sesler ve uyumak istemeyen
ufaklığın ağzından duyulsun
"Elma dersem çık" gibi bir nakarat:
Mutfağa uzanan koridorda
ama yine de duvar dibinden hızla,
güvenli geçiş için, "sar sar
sar makara."
Adam Sanat Dergisi Mart 2002 sayısı
