KUMKAPILI TEYZEME
Teyzem yoksun artık
beyin (emekli demiryolcu, köstekli saati, tabakası,
çakmağı
kahveye çıktığı, ev entarisi, "hanım" diye seslendiği)
yoktur artık
iğneardı yaşamının ölçülü uyaklı dizeleri
evin (denizin uzağında, demiryolunun eteklerinde
pencereleri sürgülü, sardunyalı
kapısına her kedinin yakıştığı)
yoktur artık
oturma odan (sedirlerinde çocukların koşturduğu
duvarında saatli maarif takvimi
artık dayanılmaz zamanını bildiğin bakıp bakıp)
yoktur artık teyzem yoksun artık
kim içecek Rum komşunla sabah çayını?
Kim bakacak o bacağı kırık tavuğa?
Kim tutacak gencecik ölenlerin yasını?
İstanbul'un ölümüydü biraz da ölümün.
Hep öyle anımsayacağım işte seni:
Sanki yoksun artık sanki hiç olmayacaksın
katılıvermişsin gibi derinleşen uykusuna ülkemin
tek bir tümceymiş gibi ömrümüz: Ölümlerden örülü