Şiir akademisi logo
Şairler Şiirler menü Öyküler
Fakir Baykurt Öykü Yarışması - Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması sonuçlandı - Tanpınar Şiir Yarışması’nda Sonuçlar Açıklandı - 9. Aşık Mahzuni Şerif Beste Yarışması başlıyor - Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 2017 - Bornova Belediyesi Şiir Yarışması - GİO 2017 Roman Ödülü - Sunullah Arısoy 2017 Şiir Ödülü Hüseyin Atabaş’ın - Gençlerden Atatürk'e Mektup Yarışması - "Attila İlhan Edebiyat Ödülleri" başvuruları başladı -

Hakan Savlı

Daha Küçük Yazı Tipi Daha Büyük Yazı Tipi

Brueghel-Kış Görünümündeki Avcılar

oraya giderlerdi o avcılar Brueghel
Kuklacı Yusuf’un arsadaki mavi gecelerine
dövülen kuklacıkların donuk gözlerine gülümsemelerine 
ve uzaklaşıp gittikten sonra da elinde tefiyle ayı oynatan adam 
kuklaların birbirini arayan abilerin esrarlı ıslıklarını dinlediği
ve Yusuf’un  yıldızlı perdeyi çıtaya sarıp sessizce ağladığı       

büyüdüm ben sonra uzak çok uzak ülkelere gittim öyle ki yürüyemezsin  
ardımdan gelme dedim bir köpek yavrusuna
bir gece bütün sokak lambalarına teşekkür ettik Leningrad’ın   
hem erkek hem kadın bir adamla  
donan gölün üstünde Helsinki ışıkları   
bu renkleri ölünce anlatacağım dedim Yusuf’a  
o kadar kar o kadar kar varmıştı ki her yerde  
kara benzeyen bir kızı öptüm 
küçücük bir fahişeydi uykusu vardı  
yalancıktan ağlamıştı biliyordum  
masalla ayrılık arasında bir şey   
işte oraya giderdi o avcılar Brueghel     

oraya giderdi o avcılar Brueghel 
kadınların dinmeyen ılıklığına  
sığınıp köpeklerinin ayakizlerine  
uzaklara
çocuklarının yazlarına       

işaretle konuşurduk yaşlı bir barmenle İspanya’da  
ben kekik likörü içerdim o vişne şarabı   
şarkı söylerdik limana bakan bir pencerede  
iki göbekli sarhoş akşam üstleri    
yıllar sonra öğrendim o likörün
alkolsüz olduğunu

Cebelitarık’ta ilkbahar uğuldarken   
tepelerde kuklalarla ben   

oraya giderlerdi ne aradıklarını unutarak
ama şimdi derlerdi şimdi hep    

şimdi Pablo oflaya puflaya geliyor kucağında minicik bir terrier  
bırak diyoruz bırakmam diyor pufuduk köpeğimi 
orada vişne şarabından bir akşamüstü  
tepelere çıkıyoruz  
arkamızda top oynayan bütün çocuklar 
oradan geliyor yanımıza Ofuri  
atlantik gecelerinden  
Fufu pişiren kadınların yaşadığı teneke evlerden  
ve o minik fahişe bizi görmüş Brooklyn’i kucaklamış koşarak geliyor işte  
                                          neydi bu Mary Ann… kara mı tutulduk? 
                                          ama tutulduk ayışığı oyunlarına sevmek oyununa  
                                           yumuşaklığa, yaralı yapraklara  

                                          ardımızda reddedilmişbir cennet     

oraya giderlerdi o avcılar Brueghel   
inanarak köpeklerine   
köpüklere 
karların annelerine           

ve biz
Cebelitarık’ta bir gün yine uğuldarken ilkyazımız  
köpüklerimizin üstüne çıkıyoruz  
kanla biriken gülerek öldüğümüz yüzünüze çarptığımız hayatlarımızın  
üstüne çıkıyoruz yanımızda bir fahişecik, bir çırak ve ona bizi anlatan 
      kuklacıklarla…

…bağırıyoruz aşağı doğru : her şeyin sonunda biz!   
her şeyin sonunda biz varız! her şeyin sonunda biz varız işte bizi! 
Yok ! edemediniz ! orospu çocukları !   


(Adam Sanat, 124)



 
Şiirakademisi ticari amaç gütmediği için ürünlere telif hakkı ödemez. Ürünlerin telif hakkı yazarına aittir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası uyarınca, ürünler site yönetiminden ve yazarından izinsiz kullanılamaz.  
Bebek Giyim - Toptan Oyuncak - web tasarım
Şiir Akademisi - Ana Sayfa